Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1766 E. 2017/5263 K. 11.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1766
KARAR NO : 2017/5263
KARAR TARİHİ : 11.10.2017

MAHKEMESİ : … … 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2015 tarih ve 2013/108-2015/220 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin adına 1992 yılından beri tescilli ERGO ERGONOMİK YATAKLARI markasıyla faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından DR.ERGOBED kelimesinin 2009 yılında marka olarak tescili için başvurulduğunu, davalının kötüniyetli olarak 10. sınıfta tıbbi amaçlı yataklar için başvuru yaptığını, bu başvurusunun TPE tarafından tescil edildiğini, davalı tarafından üretilen ve satılan yatakların tıbbi amaçlı yatak olmadığını, ortopedik ve rahatlığından bahsedildiğini, ayrıca yapılan araştırmada tıbbi yatak olarak adlandırılacak bir standartın belirlenmediğinin anlaşıldığını, davalı tarafın ERGO kelimesini alabilmek adına bu yola başvurduğunu, markanın ayırt edicilikten uzak olduğunu ileri sürerek davalı şirkete ait 2010/53181 nolu DR.ERGOBED ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ERGO kelimesinin tek başına iltibas için yeterli olmadığını, taraf markalarının benzerliğinin bulunmadığını, ERGO kelimesinin tanımlayıcı kelime olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ve davalı taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırma ihtimali doğurduğu, davalı markasının anlam ve işitsel kullanım şeklinin davacının markasını kullanım şekline tecavüz teşkil edebilecek benzerliğinin görüldüğü ve iltibas ihtimaline sebebiyet verebilecekleri, davacının 134120 tescil nolu markasının 06, 20, 34. sınıflarda “yaylı yatak, mobilya yatak” mal sınıfı için, davalının 2010/53181 nolu markasının ise 10. ve 35. sınıflar için tescil edildiği, her ne kadar davacının 20. sınıfta, davalının ise 10. sınıfta tescilli iki markası bulunsa da davalının 10. sınıfta tescilli olduğu bir kısım emtiaların davacının tescilli emtiaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer sınıflarda olduğu, söz konusu emtiaların birbirini tamamladıkları, aynı iş yerleri tarafından kullanıldıkları, amaçları dağıtım ve sunum kanalları dikkate alındığında aynı tür sayılmaları gerektiği, 35. sınıfta tescilli bir kısım hizmet açısından davacının tescilli emtiaları ile iltibas tehlikesi yaratacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2010/53181 nolu markanın 10. sınıftaki “tıbbi amaçlı yastıklar, elektrikle ısınan yastıklar ve örtüler, su yatakları, tıbbi amaçlı yataklar ve havalı yastıklar” emtiaları bakımından ve 35. sınıfta tescilli “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri, tıbbi amaçlı olan olmayan her türlü yatak, yastık, uyku tulumu, satış hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, satış toptan mağazaları, elektronik ortamda katalog ve benzer diğer yöntemler ile sağlanabilir) açısından kısmen hükümsüzlüğüne, TPE sicilinden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.