Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1725 E. 2017/888 K. 16.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1725
KARAR NO : 2017/888
KARAR TARİHİ : 16.02.2017

Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 08/10/2015 tarih ve 2014/78-2015/389 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.02.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av…. ile davalı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, kömür ticareti ile iştigal etmekte olan müvekkilinin dava dışı lı şirketten satın alıp yurda ithal ettiği 5,995,58 mt. menşeli kömür yükünün taşınmak üzere 03/03/2012 tarihli 1 nolu konşimentoya kayıtlı olarak, gemiye dökme olarak yüklendiğini, anılan geminin 06/03/2012 tarihinde vasıl olduğunu ve gemi kaptanın 5,995,568 mt. yükü tahliye etmeye hazır olduğuna dair hazırlık mektubu vermiş olması nedeniyle aynı gün tahliyeye başlanıp 08/03/2012 günü saat 11:45’de tahliyenin tamamlandığını, yük miktarının konşimentoda 5,995,568 mt. olarak kayıtlı olmasına rağmen, tahliye limanında yapılan ölçümünde tahliye edilen yük miktarının konşimentoda yazılı olan miktardan 98,127 mt. eksiği ile 5,897,441 mt. olarak tahliye ile müvekkiline eksik teslim edildiğinin tespit edildiğini, yükün eksik tahliye ve teslim edildiği hususunun 08/03/2012 günü yazılı olarak ihbar edildiğini, müvekkilinin eksik teslim aldığı 98,127 mt. yük nedeniyle 17.711,92 USD zarara uğradığını, TTK’nın 1061. maddesi gereğince davalının zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca bu alacağın TTK md. 1235/7 hükmü gereğince gemi alacağı olduğunu ve TTK’nın 1236. maddesi uyarınca da müvekkilinin taşımayı yapan gemi üzerinde kanundan doğan rehin hakkı ve İİK md. 23/2 dalaletiyle hapis hakkının olduğunu ve isimli geminin debulunduğunu ileri sürerek 17.711,92 USD gemi alacağı mahiyetindeki alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, TTK’nın 1236. maddesi gereğince isimli gemi üzerine İİK md. 257/4 gereğince ihtiyati haciz kararı oluşturulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı gemisi donatanı adına gemi kaptanı vekili, konişmentoda atıfta bulunulan 29/02/2012 tarihli bağlama notuna göre taşımadan kaynaklı her türlü uyuşmazlığın İngiltere’de kurulacak hakem heyeti tarafından İngiliz Hukuku’na göre çözümleneceğinin belirlenmiş olduğunu savunarak tahkim itirazlarının kabulü ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesini istemiştir.
…/…
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamına göre, geminin mühürlü olarak yola çıkıp mühür bozulmadan varış limanına geldiği, yükteki azalmanın mühürler bozulmadığına göre fire oranları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, gemideki yükün herhangi bir dış etkiye maruz kalmadan varış limanına mühürlü olarak teslim edilmesi sebebiyle davalının bir kusurundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı, limanda oluşacak bir eksiklikten de taşıyanın sorumlu tutulmasının düşünülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, deniz taşımasından kaynaklanan noksan mal bedeline ilişkin alacak ve taşımayı yapan gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisi istemlerine ilişkindir.
Davacı, dava dışı firmadan satın alınan kömürün rası deniz yoluyla taşındığını ve alınan draft survey raporuna göre emtianın 98,127 mt eksik olduğunun tespit edildiğini, bu eksiklikten davalı taşıyanın sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Davalı yan ise konşimentonun üzerinde emtia durumunun, kalitesinin vs hususların bilinmediğine dair şerh bulunduğunu, gemideki ambarların mühürlü olduğunu, dökme taşımalarda fire oranının %3 olduğunu ve eksikliğin de bu oran içinde kaldığını savunmuş, bu savunmaya davacı tarafça itiraz edilerek fire oranının maksimum %0,3 olabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi kök raporunda dökme yükteki fire oranının %3, ek raporda % gelen yazıda %3 olduğu, sunulan emsallerde %3 olarak belirtildiği vurgulandıktan sonra, bir an için %0,3’lük fire oranının makul olacağı düşünülse bile geminin yükleme limanında taraflar ve kaptan huzurunda mühürlendiği, bu hususun özel bir kuruluş tarafından sertifikalandığı, sertifikaya herhangi bir itirazın bulunmadığı, geminin varış limanında da tüm tarafların hazır olduğu anda bu özel kuruluş tarafından mührün bozulmadığının anlaşıldığı, bu hali ile geminin mühürlü olarak yola çıkıp mühür bozulmadan varış limanına geldiği, yükteki azalmanın mühürler bozulmadığına göre fire oranları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, gemideki yükün herhangi bir dış etkiye maruz kalmadan varış limanına mühürlü olarak teslim edilmesi sebebiyle davalının bir kusurundan bahsedilmesinin mümkün olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için dökme yükteki firenin hangi oranla makul sayılacağının tespiti gerektiğinden, mahkemece öncelikle taşınan emtianın dökme olarak taşınması halinde makul fire oranının ne olduğunun müzekkere cevabı ve yukarıda değinilen bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmek suretiyle, aralarında maden yüksek mühendisi ile taşıma konusunda uzmanlar bulunan bilirkişi kurulundan alınacak raporla belirlenmesi ve böylece eksik yük miktarının fire oranı kapsamında kalıp kalmadığının tespiti; eksikliğin fire miktarı kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde ise, konşimentoda yer alan ”..ağırlık ölçü, nitelik, miktar, hal ve şartlar ve değer bilinmemektedir” şeklindeki kaydın mahiyeti ve temiz konşimento düzenlenmesinin sonuçları da değerlendirilmek suretiyle taşıyanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığının irdelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.