Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1665 E. 2017/4434 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1665
KARAR NO : 2017/4434
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/06/2015 tarih ve 2014/583-2015/436 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının posta tekeli dışında kalan gönderilerin taşınması ve dağıtımı hizmeti verdiğini, davalının personelinden olan dava dışı …’in açtığı işçilik alacaklarına ilişkin davada tarafların asıl işveren/alt işveren kabul edilerek müvekkilinin sorumluluğuna hükmedildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin icra tehdidi altında 8.927 TL’yi işçiye ödediğini, ayrıca iş mahkemesindeki davada 599,70 TL masraf yaptığını, şartname ve sözleşmeye göre işçinin işvereni, sorumlusu ve muhatabının davalı şirket olduğunu ileri sürerek 9.526,70 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iş mahkemesince müvekkili ile davacı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun ve dava dışı işçinin başından beri davacı kurumun çalışanı olduğunun kabul edildiğini, işçiler üzerindeki yetkinin davacıda bulunduğunu, müvekkilinin yetkisinin ise sembolik düzeyde kaldığını, izinlerin işçiye kullandırıldığını, fazla mesai yapılmadığını, davanın müvekkiline ihbar edilmemesi sebebiyle bu hususta savunma yapılamadığını, teklif fiyata dahil edilmeyen ve müvekkiline ödeme yapılmayan kalemlerden asıl işverenin sorumlu olduğunu, talep edilen alacağı takipten uzun süre sonra ödeyen davacının miktarın artmasına kusuru ile sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, teknik şartnamenin 9.28 maddesinde, kurumun asıl işveren sıfatıyla yüklenicinin çalıştırdığı işçiler için sözleşme konusu iş ile ilgili ödemek zorunda kalacağı her türlü ödemeler hakkındaki rücu hakkının alt işveren tarafından kabul edildiği, sözleşme ve bu sözleşmenin eki sayılan şartname uyarınca yüklenici olan davalının bu sözleşmeler kapsamında çalıştırdıkları tüm personelin iş vereni olarak İş Kanunu ve mevzuata göre personelin ücret dahil tüm yasal yükümlülüklerini eksiksiz şekilde yerine getireceği, asıl iş verenin bu kapsamda ödeme yapması halinde bu ödemeleri yükleniciden rücuen isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 9.231,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, iş mahkemesinin kesinleşen hükmü uyarınca dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının ve iş mahkemesinde yapılan masrafların alt işverenden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olup, davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren faize hükmedilebilir. Davacı vekili, davalı şirketten 18/04/2014 tarih 18864 s. yazı ile ödeme talebinde bulunduklarını da savunduğuna göre, bu yazıdaki talebin içeriği ve gerektiğinde davalı şirkete tebliğ tarihi de nazara alınarak faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetli olmamış, kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 472,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.