Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1518 E. 2017/4277 K. 12.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1518
KARAR NO : 2017/4277
KARAR TARİHİ : 12.09.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08/09/2015 tarih ve 2013/321-2015/497 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan …’ün müvekkili şirketin iki ortağından biri iken, 18.06.2004 tarihinde şirketin sermayesi olan iki adet taşınmazı mal kaçırmak amacıyla, bedelsiz olarak yakın arkadaşı diğer davalı … ‘e tapuda satış olarak gösterdiğini, hemen akabinde 20.06.2004 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile şirket hisselerini devrettiğini belirterek davalı … ‘e yapılan satış dolayısıyla tapu kaydının iptali ile taşınmazların şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazların tespit edilecek değerinin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın bedeli karşılığında devredildiğini, muvazaanın söz konusu olmadığını, diğer şirket ortağının satıştan haberdar olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … kendisine usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; bozma ilamına uyularak davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı şirkete ait taşınmazın muvazaalı olarak satıldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve tescili olmadığı taktirde satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar Dairemizce eksik inceleme sebebiyle bozulmuş ve mahkemece bu bozma kararına uyulmuştur. Bozma ilamında açıkça davacının muvazaanın varlığı konusundaki iddiası dikkate alınarak delillerinin değerlendirilmesi, özellikle davalılar arasındaki ilişki, satış değeri ile taşınmazın gerçek değeri arasında açık fark bulunup bulunmadığı, şirkete ait başka taşınmaz bulunup bulunmadığının araştırılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre muvazaa iddiası konusunda bir karar verilmesi gerektiği gibi, aynı taşınmazın satış bedelinin tahsiline ilişkin olarak şirket eski yöneticisi aleyhine açılan davanın sorumluluk davası olduğu gözetilerek, sorumluluk davası şartlarının gerçekleşmesi halinde, satış bedelinin akıbeti araştırılmak suretiyle eski şirket yöneticisi davalının TTK hükümlerine göre sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan araştırma sonucunda davacı şirketin faaliyet alanının taşınmaz yapımı, alım ve satımı olduğu, şirketin dava konusu taşınmazdan başka taşınmazlarının da olduğu, taşınmazın dava tarihi itibariyle gerçek değerinin 123.463,08 TL olduğu, tapuda satış bedelinin 33.000,00 TL gösterildiği belirlenmiş, dinlenen tanıklar davalı … tarafından şirketin borcu olan 30.000,00 TL’nin elden ödendiğini beyan etmişlerdir. Davalı …’ün satış işleminden sonra bir kaç gün içerisinde şirketteki paylarının tamamını devrettiği dosya kapsamında sabit olduğuna göre bozma kararına uyan mahkemece dava konusu taşınmazların satış tarihi itibariyle belirlenecek rayiç bedeli ile tapudaki satış değeri arasındaki fark belirlenerek davalılar arasındaki ilişki de incelenerek muvazaa iddiası yönünden tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesi, muvazaa olmadığı kanaatine varılması halinde terditli talep olan şirket yöneticisinin sorumluluğu iddiası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.