Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/15001 E. 2017/2302 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15001
KARAR NO : 2017/2302
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/06/2016 tarih ve 2016/8-2016/586 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde kasko sigortası ile sigortalı aracın davalı şirketin iş yerine tamir için bırakıldığını, ancak aracın işyerinden çalındığını, aracın bedelinin müvekkil tarafından sigortalısına ödendiğini, bu bedeli davalı işyeri … Otomotivden ve davalı işyerinin sigortacısından rücu etmeye hakkı olduğunu ileir sürerek 152.000 TL’nin 09/07/2014 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … Oto vekili; müvekkilinin tüm önlemleri almış olmasına rağmen 3.kişinin aracın anahtarını çalıp aracı iş yerinden çıkardığını, bu şahıs hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davaya konu zararın … İşyeri paket sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kasko sigortasına sahip aracın maliki davadışı sigortalı şahsın tacir olmadığı, aracın ticari araç olmadığı ve kasko sigortalarından kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın HMK 114/c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dava dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemece, dava dışı sigortalı şahıs ile zarar sorumlusu arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı kabul edilmiş ise de, 22/03/1944 tarihli, 37 E. – 9 K. sayılı YİBK’nda da belirtildiği üzere, davanın sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi değerlendirilerek görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla, davacı … şirketi halefiyet hakkına dayalı olarak davayı açtığına göre, halefi olduğu sigortalı ile davalı … Otomotiv…Ltd. Şti. arasındaki ilişkinin mahiyetine bakılarak görevli mahkeme tespit edilecektir.
Somut olayda, dava tarihi de dikkate alındığında 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nun da yürülüğe girmiş olduğu, sigortalının tacir olmayıp tüketici olduğu ve aynı Kanun’un 3. maddesinin (l) bendi uyarınca ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan sigorta sözleşmelerinin tüketici işlemi sayılacağı gözetildiğinde işbu davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü gerekir. Her nekadar davada, davalı … Otomotiv…Ltd. Şti’nin sorumluluk sigortacısı olan …’de davalı olarak gösterilmiş ise de, müteselsil sorumluluk esasına göre talepte bulunulmuş olması, delillerin birlikte değerlendirilmesinin gerekli olması ve usul ekonomisi açısından davanın sigorta şirketi yönünden tefrikinde de yarar yoktur. Bu durumda mahkemece, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevli mahkemenin tespitinde yanlışlık yapılması doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün ilk paragrafından “ … Asliye Hukuk Mahkemesine” ibaresinin çıkarılarak yerine “… Nöbetçi Tüketici Mahkemesine” ibaresinin eklenmesine, kararın bu şekilde davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.