Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14724 E. 2018/7488 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14724
KARAR NO : 2018/7488
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/06/2016 tarih ve 2014/718-2016/454 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar – karşı davacılar … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti., … , … vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 27.11.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar – karşı davacılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar-karşı davalılar vekili, davalı şirket ve yetkililerinin 15/01/2002 tarihli dilekçeleriyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’na “meslek sırrını ifşa, meslek sebebiyle öğrenilen fenni keşif ve ihtarları ve sınai malumatı ifşa, cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, meslek sebebi ile güveni kötüye kullanma, bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistemden verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve menfaat sağlama, haksız rekabet, marka hakkına tecavüz” suçlamalarıyla şikayette bulunduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığınca 2002/1509 Hz. Sayılı dosyasıyla anılan şikayet nedeniyle yapılan tahkikat sonucunda 27/02/2002 tarihinde takipsizlik kararı verildiğini, davalıların haksız ve asılsız şikayetleri sonucu davacı şirket ve yetkililerin işyerlerinin arandığını, bilgisayar ve ticari kayıtlarına el konulduğunu, ticari faaliyetlerinin sekteye uğradığını, davalıların Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılığı Şube Müdürlüğü’nde vermiş oldukları ifadeler, şikayet ve ihbarlar sonucunda davacı şirket yetkililerinin kelepçeli olarak götürüldüğünü ve söz konusu
hadisenin bir TV kanalında yayınlandığını, davacı şirketin ticari itibarının zedelendiğini ve gerçek kişi davacıların da kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi ve her bir davacı lehine 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini ve davacı Michael Mondatore ile ilgili davasını atiye bırakmıştır.
Davalılar-karşı davacılar … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti., … , … vekili , asıl davanın reddini istemiş, karşı davada müvekkili … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti. adına tescilli … ibareli markanın davacı-karşı davalı şirketin internet sitesinde haksız surette kullanıldığını ileri sürerek, 10.000 TL maddi, her bir karşı davacı müvekkili için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere 15.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, “davalının haksız şikayeti sonucu davacının kişilik hakları zedelenmiş olup, davalının şikayeti “hak arama” özgürlüğünün sınırları dahilinde olmayıp, bu sınırları aştığından ve davacı bu şikayet sonucu manevi zarara uğradığından davacı maddi tazminat talebini atiye bıraktığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle her bir davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan alınıp davacılara verilmesine, karşı davanın reddine” karar verilmiştir.
Kararı, davalılar-karşı davacılar … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti., … , … vekili ve davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar-karşı davalılar vekili, dava dilekçesinde diğer davacılar yanında davacı olarak … ’nin adına da yer vermiş ise de davacılar vekili 26.10.2004 havale tarihli dilekçesi ile davacı … yönünden açtıkları davayı atiye terk ettiklerini bildirmiştir. HMK’nun 77/1. maddesi (HUMK’nun 67/1. maddesi) “…Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır…” hükmünü düzenlemiştir. Buna göre mahkemece, davacı … yönünden usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından HMK’nun 77/1. fıkrası uyarınca işlem yapılarak açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, mahkemece dava dilekçesi ve diğer dilekçeler davalı …’nın adresi olduğu ileri sürülen ve diğer davalılarla aynı adres olan “… Cad. No 15. Bayrampaşa-…” adresine tebliğ edilerek yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak davalı …, duruşmalara katılmamıştır. Davalı … vekili, müvekkilinin emekli polis memuru olup davalı şirkette bir süre güvenlik-bekçi olarak çalıştığını sonra da işten ayrıldığını, davadan icra emri geldiğinde haberdar olduğunu, davalı şirketin ne ortağı ne de temsilcisi olduğunu, yargılama sırasında dava dilekçesi ve diğer deliller tebliğ edilmediği gibi gerekçeli kararın da tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlandığını, davada taraf sıfatı bulunmadığını açıklayarak kararı temyiz etmiştir.
Anayasa’nın 36’ncı maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısı niteliğindedir. 1086 sayılı HUMK 73 ve 6100 sayılı HMK’nın 27’inci maddeleri uyarınca taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm kurulması
savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Bu itibarla davalı …’ya usulüne uygun şekilde savunma hakkı tanınmadan hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalılar-karşı davacılar … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti., … , … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince mahkemece, şikayetçinin şikayet hakkını kullanmakta aşırıya kaçtığı, hak arama özgürlüğü içinde değerlendirilmeyeceği, bu özgürlüğün sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de kişinin gerçek bir olguya dayanan iddiasını kısmen ya da tamamen doğrulayacak kanıtlara dayanarak (bu kanıtlar dava açılması ve mahkûmiyet için yeterli olmasa dahi) resmi mercilere başvurması ya da ceza davası açması uygulama ve doktrinde hukuka uygun bir davranış olarak kabul edilmekte ve bu davranış hak arama özgürlüğü kapsamında düşünülmektedir. Aksi görüşü kabul etmek, yani her ihbar ve şikayetin yapılabilmesini ve ceza davası açılabilmesini her halükarda mahkumiyet için yeterli delil ikamesine bağlı tutmak; özellikle delillerin takdiri sonucu beraat halinde de şikayetçi ya da davacıyı manevi tazminat tehdidi altında bırakmak, hak arama özgürlüğünü sınırlamak ve kişilik hakları karşısında bu özgürlüğü yok etmek olur. Böyle bir yorum, Medeni Kanun ve Anayasa’nın kişilik hak ve özgürlükleriyle güttüğü amaca ters düşer.
Ayrıca hak arama özgürlüğü kapsamında bulunan şikayet hakkı ve kişilik hakları anayasal güvence altındadır. Bu iki hakkın karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin her iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemeyeceğinden, daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, belirli koşullar çerçevesinde, korumasız kalması söz konusu olabilecektir. Zira, hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde de olduğu gibi sınırsız olmayıp, kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, hak arama özgürlüğünün sınırlarının aşılmaması, başkalarının kişilik değerlerine saldırı oluşturmaması gerekir (Yargıtay HGK’nun 07.07.2010 tarih 2010/4-364 E. 2010/374 K.).
Somut olayda … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi vererek, 1997 yılından beri müvekkili şirkette çalışan …’in 14/04/2000 istifa ederek İtalya’da faaliyet gösteren rakip … firmasında çalışmaya başladığını öğrendikleri, müvekkilinin müşterileri ile haksız ve kötüniyetle irtibata geçip müvekkilini kötülediği, şirket kayıtları üzerinde yaptıkları inceleme neticesi … Firmasına ait görüşme dosyalarının, müşteri kayıtlarına ait dosyaların, bilgisayar kayıtlarının kaybolduğu, unvan değişikliği ile … Makine San. Tic. Ltd. Şti. unvanını alan … Ltd.Şti’nin internet sitesine girildiğinde müvekkili … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti’ne ait “…” ibareli iki adet markasının haksız kullanıldığına dair … 5. Noterliğinin 15.01.2002 tarih … Yevmiye nolu noter tespiti yaptırdıkları, bu tespitin dilekçe ekinde sunulduğunun bildirildiği, emniyeti suiistimal yoluyla dolandırıcılık suçundan … Cumhuriyet Başsavcılığınca 27.02.2002 tarihli takipsizlik kararı verildiği, … hakkında “daha evvel müşteki … Mak. Ltd.Şti.nde çalışırken istifa edip ayrıldıktan sonra rakip şirket olan … Makine San. Tic. Ltd. Şti.’ne geçtiği, sanığın ilk çalıştığı şirkete ait ticari faaliyete ilişkin bilgileri bilgisayar ortamına girerek elde edip müşteki şirket aleyhine kullandığı iddiasıyla TCK’nın 525/b. maddesi gereğince kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, tüm bu olgular ve dosya içeriği göz önüne alındığında davalı tarafın şikayetinin hak arama özgürlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiği, bu özgürlüğün sınırlarının aşılmadığı, şikayet nedeniyle davacıların kişilik haklarının zedelenmediği, davalıların yasal şikayet hakkını kullandığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar-karşı davacılar … Makine ve Metal San. Tic. Ltd. Şti, …, … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılar – karşı davalılardan alınıp davalı – karşı davacı …’ya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.