Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14405 E. 2018/7684 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14405
KARAR NO : 2018/7684
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/04/2016 tarih ve 2010/314-2016/317 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 04/12/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılardan … hariç diğer davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye’de tenfizine karar verilen iki ayrı Uluslararası Ticaret Odası (ICC) hakem kararından doğan alacaklarını davalıların şirket defterine kaydetmediklerini, kanuna ve hukuka aykırı karar ve yöntemlerle kötü niyetli olarak şirketin tasfiyesini gerçekleştirdiklerini, tasfiyenin sonuçlanmış olması nedeniyle alacağın tahsilinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek, … 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.12.2007 tarih 2007/504 E, 2007/745 K sayılı kararı ile tenfizine hükmedilen tenfiz kararı uyarınca; 227.557,63 $ dolar (15.05.2007 tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte) ve 15.05.2007 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsiline kadar işleyecek birinci hakem kararında hüküm altına alınan USD üzerinden Libor + %2 faiz oranı üzerinden temerrüt faiz, 15.702,00 TL mahkeme masraflarının karar tarihi olan 04.12.007 tarihinden itibaren tahsiline kadar işleyecek yasal faiz, 17.931,16 TL vekalet ücreti ve 04.12.2007 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsiline kadar işleyecek yasal faiz, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.11.2009 tarihli 2008/576 esas, 2008/871 karar sayılı kararıyla tenfize hükmedilen 26.10.2007 tarihli ikinci hakem kararı uyarınca ve anılan tenfiz kararı uyarınca; 3.624.915,41 $ dolar (30.09.2007 tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte) ve tahsil tarihine kadar işleyecek USD üzerinden Libor +%2 faiz ile birlikte, diğer masraflar için 46.428,16 Sterlin ve 411.240,34 RM 30.09.2007 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsiline kadar işleyecek ek nihai hükmünde hüküm altına alınan Libor+ %2 faiz oranı üzerinden temerrüt faizi,63,783,50 TL mahkeme masraflarının karar tarihi 09.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, 470,50 TL mahkeme masraflarının karar tarihi 09.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, 58.871,36 TL vekalet ücreti ve 09.11.2009 tarihinden itibaren işlemiş ve tahsiline kadar işleyecek yasal faizin müşterek ve müteselsil sorumlu davalı şirket yönetim kurulu üyeleri ile tasfiye memurundan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tasfiye halindeki … A.Ş’nin 2012-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, sahibi lehine delil teşkil ettiği, dava konusu tazminat bedelinin tasfiye halindeki … A.Ş’ye ait ticari defterlerin 19/03/2014 tarih 21 yevmiye numarası ile muhasebe kaydının yapıldığı, davacının davalı tasfiye halindeki … A.Ş’den 19/03/2014 tarihinde işlenen tasfiye defterlerinde 11.676.590,72 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin tasfiye tarihindeki aktif ve pasiflerinin ve mal varlığının tespit edildiği, davalı şirketin tasfiye tarihindeki aktif ve pasiflerinin (0,00 TL), mal varlığının da ( 0,00 TL) olarak tespit edildiği, dava konusu edilen alacağın talep edildiği tarihte davalı şirketin mali durumunun talep edilen alacağın karşılayacak durumda olmadığı, davacının iddia ettiği zarar ile davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, dosyada bulunan belgelerin incelenmesinde hakem kararlarının şirkete tebliğ edildiği, davacı şirkete tazminat ödenmesi için davalı şirkete ihtarda bulunduğu, hakem kararlarının tenfizinin yargılama konusu olduğu ve yapılan yargılamada tenfiz kararının davalı şirkete tebliğ edildiği, alacak kaydının yapılmadığı, ancak şirketin ihya kararından sonra dava sürecinde 2014 tarihinde ticari defterlere alacağın kaydedildiği, bu durumun yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirdiği anlaşılsa da, tasfiye tarihinde şirketin aktif ve pasifinin 0,00 TL olduğu, zamanında alacak kaydedilse bile alacağın ödenemeyeceği, bu nedenle davalıların sorumluğuna gidilemeyeceği, dava konusu edilen alacağın talep edildiği tarihteki şirketin mali durumunun alacağı karşılamaya yetmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının alacaklısı olduğu dava dışı şirketin yönetim kurulu üyeleri ile tasfiye memuruna karşı açılan sorumluluk davası olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesi kapsamı ve davacının beyanları nazara alındığında davacının, davalıların kasti ve kötüniyetli eylemleri ile dava dışı şirketin içini boşaltmak suretiyle kendisinin alacağına kavuşmasını engelledikleri iddiası da bulunmakta olup, mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dava dışı şirket davada taraf olmayıp, hüküm başlığında taraf olarak gösterilmesi de doğru olmayıp, hükmün açıklanan gerekçelerle temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.