Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14289 E. 2017/1690 K. 21.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14289
KARAR NO : 2017/1690
KARAR TARİHİ : 21.03.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/05/2015 tarih ve 2014/966-2015/388 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/03/2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka’nın … Şubesi’nde hesabının bulunduğunu, şirkete ait hesaplardan şirket yetkilisinin bilgisi dışında … ve … tarafından toplamda 37.000 TL çekildiğini, ihtarname tebliğine rağmen bu bedelin ödenmediğini ileri sürerek, 37.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, haklarında açılan davanın tefrikine karar verilen davalı çalışanları … ve …’nın usulsüz işlemleri sonucu davacıya ait hesaptan 13.000,00 TL para çekildiği, davacı şirket zararının 13.000,00 TL olduğu, davacı hesap sahibi şirketin de kötü adam çalıştırması nedeni ile kusurlu olduğu, tarafların arasındaki mevduat ilişkisi, bu ilişki kapsamında davacı şirkete ait hesaplardan şirket yöneticilerinin yazılı talimatları ile başkaca işlemler yapıldığı ve mevduat ilişkisinin bu şekilde devam ettiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacı tarafın %40 oranında, davalı tarafın da %60 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 7.800,00 TL’nin 18.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davacı şirketin davalı Banka nezdinde bulunan mevduat hesabından dava dışı şirket çalışanlarına yetkileri olmadığı halde usulsüz ödeme yapılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı şirket 11.03.2008 ile 01.09.2009 tarihleri arasında yapılan 6 adet işlemin usulsüz olduğunu, yapılan işlemlerden haberdar olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, daha önce verilen karar davalı tarafça temyiz edilmediğinden usuli kazanılmış hak oluştuğu, sahte imzalı talimata dayanan iki adet işlem nedeniyle 13.000,00 TL’nin usulsüz çekildiği, davacı tarafın %40 oranında, davalı tarafın da %60 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde, daha önce verilen karar davalı tarafça temyiz edilmediğinden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu belirtilmişse de; bozma ilamında, davalı Banka’nın yaptığı ödemelerin usulsüz olup olmadığı üzerinde durularak, davalı Banka’nın usulsüz ödeme yapmak suretiyle zarara sebebiyet vermesi halinde tarafların kusur oranlarının belirlenerek karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden bu durum davacı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
Öte yandan; dava konusu işlemlerden sonra davacı Şirket tarafından usulsüz para çektiği iddia edilen dava dışı şirket çalışanlarına 23.02.2010 tarihli bankalar nezdinde para çekme ve yatırma yetkisi de dahil geniş yetkileri içeren vekaletname verildiği ve ayrıca davalı Banka tarafından sunulan davacı Şirket’e ait hesap dökümlerinde yapılan işlemlerin hesap cüzdanına kayıt edildiği anlaşılmaktadır. Bu kayıtların varlığı karşısında, davacı Şirket’in usulsüz yapıldığı iddia edilen işlemleri, çalışanlarına vekaletname vermeden önce öğrenip öğrenmediğinin ve verilen 23.02.2010 tarihli vekaletnamenin icazet niteliğinde olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece verilen vekaletnamenin icazet niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığı takdirde ise; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dört adet işlem yönünden telefon teyidi ile işlem yapıldığı ve bu durumun teamül haline geldiği belirtilmiş olup, rapor denetime elverişli ve yeterli değildir. Bu durumda öncelikle, dava konusu telefon teyidi ile yapıldığı belirtilen dört adet işleme ilişkin banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle denetime elverişli rapor alınarak usulsüz işlemlerin belirlenmesi gerekmektedir. Daha sonra belirlenen tüm usulsüz işlemler yönünden çekilen paraların davacı Şirket’e harcanıp harcanmadığının tespiti için şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması ve dava dışı çalışanlar hakkında açılan davanın da sonucu beklenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.