Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14223 E. 2018/7489 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14223
KARAR NO : 2018/7489
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2016 tarih ve 2014/1875-2016/105 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 27/11/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ciro yoluyla geçen 23/08/2013 tarihli 40.000,00 TL, 26/07/2013 tarihli 39.675,00 TL, 29/09/2013 tarihli 39.500,00 TL bedelli çeklerin, ödenmesi için bankaya ibraz edildiğinde karşılığının çıkmadığını, çeklerin keşidecisinin “… İş Ortaklığı” olduğunu, … San. Tic. Şti. tarafından cirolanarak müvekkiline verildiğini, adi ortaklığı oluşturan şirketler ve cirantaya karşı takip yapılmasına rağmen netice alınamadığını, gerek adi ortaklığın gerekse adi ortaklığı oluşturan şirketlerin piyasaya yüklü miktarda borcu bulunduğunu, davalı bankanın Çek Kanunu kapsamında çek hesabı açarken göstermesi gereken özeni ve dikkati göstermediğini, çek hesabı açılmaması gereken Adi Ortaklık adına çek hesabı açarak müvekkilinin zararının oluşmasına neden olunduğunu, 5941 sayılı Kanuna göre çek hesabının ancak gerçek ya da tüzel kişiler adına açılabileceğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla alacak değerinin tam olarak belirlendiği aşamada HMK’nun 107. maddesi gereğince artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 20.01.2016 tarihli dilekçesiyle ıslah harcı yatırmak suretiyle 58.183,77 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilince çek hesabı açılmadan önce … İş Ortaklığı’nın ve iş ortaklığını oluşturan şirketlerin ekonomik ve sosyal durumunun analiz edildiğini, davacının ticari ilişki içerisine girdiği firmaları özenli olarak seçme ve bu ticari riskleri üstlenme sorumluluğu altında olduğunu, çek borçlularına karşı hukuki ve cezai yolların tüketilmesi gerektiğini, adi ortaklık adına çek hesabı açılamayacağına ilişkin iddianın Çek Yasası ve diğer mevzuata aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı … İş Ortaklığının mali durumunun olumsuzluğuna, hesap bakiyesinin çekle borçlanmalarını karşılayamayacak durumda olmasına rağmen davalı bankanın, iş ortaklığının çek karnesi talebine hiç bir olumsuz değerlendirme yapmadan tüm talepleri karşılayıp çek karneleri verdiği, iş ortaklığı hakkında çok sayıda icra takibi başladığı, bankanın gerekli basiret ve özeni göstermediği, davacı taraf tacir olup, basiretli tacir olarak iş yaptığı şirketlerin mali durumunu araştırması gerekirken araştırmadığı, tarafların %50 kusuru bulunduğu, çek bedelinin %50 oranının davacı için zarar oluşturduğu gerekçesiyle dava dilekçesi ve ıslahla talep edilen davanın kabulü ile 58.183,77 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de hüküm tarihinden sonra … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.11.2017 tarih ve 2017/41 Esas sayılı kararı ile davalı bankanın iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı banka hakkındaki davanın, iflas idaresi memurlarına tebligat yapılarak davada taraf teşkilinin sağlanması ve davalı banka yönünden davaya kayıt kabul davası olarak bakılması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.