Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14159 E. 2018/6638 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14159
KARAR NO : 2018/6638
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.06.2016 tarih ve 2011/132-2016/424 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin döviz alım ve satım işleri yapan bir şirket olduğunu, döviz alım ve satım faaliyet izninin iptal edilmesi sebebiyle … Döviz ve … Tic. A.Ş’nin yeni ticaret ünvanının … Altın ve Kuyumculuk Tic. A.Ş olarak değiştirildiğini ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, davalının murisi …’in müvekkili şirketin %48 hissedarı iken şirketteki imza yetkisini kullanarak şirketin borçlu olduğu toplam 28.400 $’lık 10 adet senedi kayınpederi olan … isminde bir şahsa düzenleyip verdiğini, bu şahsın senetlerin gününde ödenmemesi sebebiyle icra takibine başvurduğunu ve müvekkili şirketin hazine müsteşarlığında döviz alım ve satım izni alabilmek için yatırdığı teminata haciz koydurduğunu, şirketin faaliyet izninin durdurulmasının da bu sebeple olduğunu, Hazine Müsteşarlığınca şirketin döviz alım satım izninin iptal edildiğini, şirketin döviz alım satım işleminin iptal edilmesinde davalının murisinin kusurlu olduğunu ve mirası red etmeyen davalının da sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 YTL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı olan … … olduğunu ve davanın … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini savunarak, zamanaşımı itirazı ile … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2007/362 Esas sayılı dosyası ile ilgili derdestlik itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının murisi olan … , şirketi borca soktuğu, murisin tek mirasçısı olan davalının da bu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının murisi ve şirket ortağı olan … şirkete verdiği iddia olunan zararların tazmini istemiyle açılan tazminat davası olup, mahkemece davalının zamanaşımı itirazı değerlendirilmeksizin kabul kararı verilmiştir. 6762 sayılı …’nın 309.maddesinin son fıkrası uyarınca, mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur. Somut olayda davalının murisine isnat olunan eylem dolandırıcılık suçuna ilişkindir. 765 sayılı Yasa’ya göre bu suçta zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu durumda, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu halde mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.