Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1405 E. 2017/2154 K. 17.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1405
KARAR NO : 2017/2154
KARAR TARİHİ : 17.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/05/2015 tarih ve 2011/306-2015/486 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-birleşen davada davalı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında 17.12.1999 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, ayrıca hususi vekaletname ile davalıya sigorta sözleşmesi yapma ve prim tahsil etme yetkisi verildiğini, davalı ile 01.04.2009 tarihinde bakiye borcunun tespiti ve taksitlendirilmesi amacıyla kesin mutabakatname tanzim edildiğini ve bakiye borcun 1.070.279,39 TL olarak tespit edildiğini, buna göre taksitlendirilme yapılarak bono düzenlendiğini, bonoların ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderilerek 02.04.2010 tarihi itibariyle acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, bunun üzerine müvekkili şirkete ödenmeyen primlerin tahsili için 508.000,00 TL tutarlı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ve ayrıca kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek asıl davada, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29.11.2011 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ederek 470.124,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile sigorta şirketi arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sigorta mevzuatı ve acentelik sözleşmesine göre aylık mutabakat yapılması gerektiği halde davalının mutabakatları düzenli yapmadığını, müvekkili tarafından sigorta şirketine verilen ve kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu 18 adet senedin teminat olarak verilmiş senetler olduğunu, sigorta şirketine ayrıca müvekkili tarafından sözleşmenin teminatı için ipotek verildiğini ve sigorta şirketinin ipoteğin paraya çevrilmesi için de takip yaptığını, bu durumda mükerrer icra takibi yapıldığını, borç miktarının belirsiz olduğunu, müvekkili tarafından düzenlenen ancak iptal edilen poliçeler ile müvekkili tarafından ödenen hasarların müvekkilinin cari hesabından düşülmediğini ileri sürerek birleşen davada, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 01/04/2009 tarihinde kesin mutabakatname imzalandığı ve 1.070.279,39 TL acentenin borçlu olduğunun tespit edildiği, 118.511,32 TL depo hesabındaki miktar düşüldükten sonra 957.768,07 TL için ödeme planı verildiği ve bonolar düzenlendiği, bu bonolardan toplam altı bononun karşılığı olan 158.000,00 TL alacağın ödendiği, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu bonoların belirtilen borç nedeniyle verilen bonolar olduğu, alacaklı sigorta şirketinin alacağını tahsil için aynı zamanda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, sigorta şirketinin bakiye alacağının 796.985,71 TL olduğu, sigorta şirketinin toplam takibe koyduğu miktar 1.026.124,50 TL olup, toplam alacağı olan 796.985,71 TL düşüldüğünde 229.138,79 TL bölüm için mükerrer tahsilat yapılmaması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 470.124,50 TL alacağın (229.138,79 TL’lik bölümü bakımından kambiyo senetlerine mahsus icra takibi dosyası ile tahsilde tekerrüre neden olmamak koşuluyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 24.089,35 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-birleşen davada davacıdan alınmasına, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.