Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/14027 E. 2018/7315 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14027
KARAR NO : 2018/7315
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/12/2015 tarih ve 2014/1524-2015/1084 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 20.11.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 20/08/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısına katılarak alınan kararlara olumsuz oy kullandığını ve muhalefetini bildirdiğini, faaliyet raporunun okunmaması ve bunlarla ilgili hususların müzakere edilmemiş olması nedeniyle gündemin 2. maddesinin, finansal tabloların okunmaması ve bunlarla ilgili hususların müzekere edilmemiş olması nedeniyle gündemin 3. maddesinin, yönetim kurulu üyelerinden …, A…, …, … ve …’ın ibrasına ilişkin gündemin 4. maddesinin, şirket denetçisinin seçimine ilişkin gündemin 6. maddesinin, yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine ilişkin gündemin 7. maddesinin, yönetim kurulu üyelerine …’nın 395 ve 396. maddelerinde belirtilen izinlerin verilmesine ilişkin gündemin 8. maddesinin, sermaye artırımına ilişkin gündemin 9. maddesinin kanuna, şirket ana sözleşmesine ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davacının tüm temsilcilerinin genel kurula alınmaması nedeniyle temsil edilme hakkının sınırlandığını, bu durumun da genel kurulun yasalara uygun ve adil bir ortamda yapılmadığını gösterdiğini ileri sürerek davalı şirketin 20/08/2014 tarihli olağan genel kurulunda gündemin 2, 3, 4, 6, 7, 8 ve 9. maddeleriyle alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirketin 20/08/2014 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların yasa hükümlerine, şirket ana sözleşmesine, dürüstlük kurallarına uygun olarak alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu ettiği davalı şirketin 20/08/2014 tarihli 2013 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 2, 3, 4, 6, 7, 8 ve 9 numaralı kararlarının ….nın 445. maddesi kapsamında, kanun veya esas sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinin söylenemeyeceği, iddiaların genel kurul kararlarının iptalini sağlayacak nitelikte olmadığı, ….nın 447. maddesi kapsamında batıl olarak da kabul edilecek nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı anonim şirketin 20/08/2014 tarihli genel kurulunda alınan 2, 3, 4, 6, 7, 8 ve 9 numaralı kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptali isteğine ilişkindir. Dava konusu genel kurul tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 445. maddesi uyarınca, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği düzenlenmiştir. Davalı şirketin dava konusu 20/08/2014 tarihli genel kurulunun 9. gündem maddesiyle şirket sermayesinin 64.039.220,16 TL’den 154.039.220,16 TL’ye arttırılmasına ve şirket esas sözleşmesinin “şirketin sermayesi” başlıklı 6. maddesinin tadiline oy çokluğuyla karar verilmiştir.
6102 sayılı …’nın 376. maddesine göre “Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkarttırıp denetçiye verir. Denetçi bu ara bilançoyu, en çok yedi iş günü içinde inceler ve değerlendirmeleri ile önerilerini bir rapor hâlinde yönetim kuruluna sunar. Önerilerde 378 inci maddede düzenlenen erken teşhis komitesinin önerilerinin de dikkate alınması şarttır. Rapordan, aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister; meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru iflas bildirimi olarak kabul olunur.”
Somut olayda, bilirkişi raporuyla davalı şirketin 31/12/2013 tarihli bilançosuna göre aktiflerinin borçlarını karşılayabildiği, dolayısıyla borca batık olmadığı, ancak 2013 yıl sonu bilançosu baz alındığında, zararın sermaye ve yasal yedek akçenin yarısından ve ayrıca 2/3’ünden fazla olduğu bildirilmiştir. …’nın 376. maddesi uyarınca bilançodan sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 2/3’ünün karşılıksız kaldığı anlaşılırsa genel kurul sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Sermayenin tamamlanması ibaresiyle esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilanço zararlarının kapatılması kasdedilmekte olup şirket genel kurulu doğrudan sermayenin arttırılmasına dair bir karar ittihaz edemez. Önce esas sermayeyi 1/3’e indirmeli sonra 3/3’e tamamlayıcı arttırmayı yapmalıdır. Yani tamamlama işleminin sona ermesi halinde esas sermaye gene eski düzeyini bulacaktır. (Poroy, Tekinalp, Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, s.734) Dolayısıyla, 2013 yıl sonu bilançosu baz alındığında, zararının sermaye ve yasal yedek akçesinin 2/3’ünden fazla olduğu anlaşılan davalı şirkette genel kurulca …’nın 376. maddesi uyarınca açıklanan kararlar alınabilecek olup sermaye arttırım kararı alınamayacaktır. Bu suretle de, dava konusu davalı anonim şirket genel kurul toplantısında alınan 9. maddeye yönelik davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçelerle bu maddenin iptali isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.