Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/13955 E. 2018/7302 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13955
KARAR NO : 2018/7302
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/07/2016 tarih ve 2014/364-2016/618 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 20.11.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 01/09/2009 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden, müvekkilinin sözleşmede öngörülen edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmede 3 aşama öngörüldüğünü, müvekkilinin ilk iki aşama hatta 3. aşamaya ilişkin hazırlık edimlerini ifa ettiğini, davalı şirketin kendi karar alma sürecindeki sorunlar nedeniyle ilk 6 ay sonunda 3. aşama olan “Aktif Satış” aşamasına geçilemediğini, müvekkilince sözleşmede belirtilen 1. ve 2. aşamalar için belirlenen 6 aylık sürenin 12 ay daha uzayarak toplam l8 aylık hizmetin davalıya verildiğini, ek süre zarfında müvekkilinin 3. aşama danışmalık hizmetleri yönünden dahi bir kısım ön çalışmalar yaptığını ancak davalı şirketin kendi iç sorunları nedeniyle daire paylaşımlarının 2011 yılı Şubat ayına kadar yapılamadığını, bağımsız bölüm satışındaki gecikmelerin devamındaki hizmetlerin aktif ifasına engel olduğunu, ilk 6 aya ilişkin hizmet bedelinin tahsil edildiğini, müvekkilinin ihtarlarına rağmen 12 ay uzayan süreç bedellerinin ödenmediğini, müvekkilinin davalının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle sözleşmenin 6.2.maddesinde yer alan ve satış cirosu üzerinden %1 +KDV oranında “performans katkı ücretinden” de yoksun kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeden kaynaklanan alacağa karşılık( doğmuş hakediş) şimdilik 90.000 USD’nin, mahrum kalınan kar bedeli(belirsiz alacak)olmak üzere şimdilik 20.000 USD’nin ihtar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede 3 aşama olarak tarif edilen edimlerin hiç birinin davacı tarafça yeterince ifa edilmediğini, üçüncü aşamaya hiç başlanmadığını, 31.12.2010 tarihinde davacının hiçbir gerekçe göstermeden ihbarda bulunmadan işi bıraktığını, işin kendi kusuru nedeniyle uzadığını, sürenin uzamasına dair karşılıklı mutabakat bulunmadığını, hiç bir ücrete hak kazanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin 6.1.3 maddesinde “Danışmanın 1. ve 2. aşamaların bitiminde görevine son verilmesi ve 3. aşama çalışmalarının Danışman dışında yürütülmesi durumunda 1. ve 2. aşamalar için hizmet bedeli olarak belirlenen 60.000 USD + KDV’ye ilaveten ayrıca 30.000 USD+KDV’lik bir tutar Danışman’a defaten ödenir.” hükmünün yer aldığı, davacının sözleşmenin ilk iki aşamasını tamamladığı, hatta “aktif satış dönemi” şeklinde tanımlanan 3. aşama için fiyatlandırma ve tanıtım stratejileri gibi bazı ön çalışmaların başlangıç aşamalarını da gerçekleştirdiği, bu çalışmaların üçüncü aşama çalışmalarından ziyade, davacının üçüncü aşamaya devam edileceği beklentisi ve temennisi ile yapmış olduğu hazırlık çalışmaları olarak kabul etmek gerektiği, üçüncü aşama çalışmalarının danışman dışında yürütülmesi durumunda 1.ve 2. aşamalar için hizmet bedeli olarak belirlenen 60.000 USD + KDV’ye ilaveten ayrıca 30.000 USD+KDV’lik bir tutar Danışman’a defaten ödenir hükmü gereği davacıya 30.000 USD+KDV’nin ödenmesi gerektiği, davacının sair istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 35.400 USD’nin 20/05/2011 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yerinde görülmeyen sair ve fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili ıslahla birlikte toplam 140.000 USD’nin tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 35.400 USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup reddedilen meblağ üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 7 nolu bendindeki “13.907,77 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “17.553,19 TL” yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu durumu ile ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.