Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/13709 E. 2018/6884 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13709
KARAR NO : 2018/6884
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/03/2016 tarih ve 2015/121-2016/211 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 06/11/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekilleri Av. … ve Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette hissedar ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkiline hiç haber verilmeden çağrısız ve usulsüz bir biçimde 09.10.2014 tarihinde 5 karar nolu yönetim kurulu kararı alarak müvekkilinin bilgisi dışında hukuken hiç gerekmediği halde davalı şirketin 31.10.2014 tarihinde genel kurulunun toplanması için karar alındığını ve 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararlardan 3 ve 5 nolu kararların kanuna, usule ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan yönetim kurulu kararının geçersizliğinin tespiti ile genel kurulda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı … İnşaat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 5.maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava, 31.10.2014 tarihli davalı anonim şirket genel kurulunda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptali ve bu kararların alındığı genel kurulun toplanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı genel kurul çağrı kararının alındığı 09.10.2014 tarihli yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu ve bu nedenle bu karara dayalı olarak yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların da iptalinin gerektiğini iddia etmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı …’nın 410/1. maddesine göre genel kurul, görev süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı Şirket’in üç yönetim kurulu üyesinin bulunduğu, …’nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda iki üyenin katılımı ve oyuyla karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu üyesi davacı …’ın bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. …’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. …’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu durumda, mahkemece, …’nın 390/4 ve 392/7. maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve …’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı Şirket’in 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.