Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/13567 E. 2018/6882 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13567
KARAR NO : 2018/6882
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2016 tarih ve 2015/495-2016/387 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 06.11.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan … ile müvekkil banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının ise bu sözleşmeye kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, borcun ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve kefil aleyhinde ihtiyati haciz kararı alınarak takip başlatıldığını, borçluların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek, 03/07/2013 tarihi itibariyle 34.091,08 TL asıl alacağın 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek %54 temerrüt faizi ile birlikte borçlulardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davalı …’ın kullandığı kredide arttırılan limit olan 30.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere çekilen kredinin ilk 2 taksitinin yasal süresinde, bakiye borcun tamamının ise 28.333,34 TL olarak 16/10/2012 tarihinde bankaya ödendiğini, müvekkillerinin borcunun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı …’a Genel Kredi Sözleşmesine istinaden ticari kredili mevduat ve taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeniyle her iki kredinin kat edildiği, her iki kredi nedeniyle davalılar hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı …’ nun kefil olup, kefilin hukuki sorumluluğunun kefalet miktarı ve kendi temerrüdünün hukuksal sonuçlarıyla sınırlı olduğu, davalıların imzasının bulunduğu sözleşme esas alınmak suretiyle, davalı asıl borçlu …’ın ticari kredili mevduat ve taksitli ticari kredi nedeniyle 03.07.2013 tarihi itibariyle 33.415,95 TL asıl alacak borçlusu olduğu, diğer davalı …’ nun da bu borçtan kefalet limiti nedeniyle sorumlu olduğu açık olduğundan borcun 30.000,00 TL’sinden diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalı … bakımından 33.415,95 TL asıl alacağın tamamından 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek %54 temerrüt faizi ile, davalı … bakımından 30.000,00 TL asıl alacak
üzerinden olmak üzere 18/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek % 54 temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve alacağın kredi sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle on yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına, davalı … tarafından verilen 20.07.2012 tarihli kefalette ” …’ın .. kullandığı kullanacağı kredilerden doğmuş ve /veya doğacak borçlarına…” ifadesinin yer almasına göre, davalılar vekilinin (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalılardan … arasında genel kredi sözleşmesi akdedilmiştir. Bu kredi kapsamında kullandırılan ilk kredi … nolu Ticari Nakdi Kredi olup, 23.295.12 TL ana para alacağının; ikinci kredi … nolu Ticari Kredili Mevduat Kredisi olup, 10.795.96 TL ana para alacağı olmak üzere toplam 34.091.08 TL alacağın temerrüd tarihinden itibaren uygulanacak %54 temerrüd faizi ile asıl borçlu … ve kefil …’ndan tahsili istenmiştir.
Davalılar vekili, 16.10.2012 tarihinde 28.333.34 TL ödeme yapıldığını, borcun bulunmadığını savunmuş olup, dosyaya ibraz edilen 16.10.2012 tarihli dekontta 450621 nolu kredi hesabına 28.333,34 TL gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, asıl borçlu …’ın davacı bankadan …-… nolu kredi hesap numarası altında kullandığı ve geri ödemesi 20.08.2012 tarihinden başlayan 30.000.00 TL limitli taksitli krediye ilişkin olduğu, oysa ki davaya konu taksitli kredinin …-… hesap nolu ve geri ödemesi 10.02.2012 tarihinden başlayan 30.000.00 TL limitli taksitli kredi olduğu, dolayısıyla yapılan ödemenin dava konusu krediye ilişkin olmadığı mütaala edilmiş olup, bu değerlendirme doğru değildir. Zira yukarıda açıklandığı gibi gerek … nolu gerekse … nolu kredi dava konusu olup, dava dilekçesinde de bu husus ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Bu itibarla, her iki kredinin dava konusu olduğu gözetilerek, … kredi numarası belirtilmek sureti ile yapılan ödeme dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, (3) bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere davalılara iadesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.