Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/12814 E. 2018/50 K. 08.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12814
KARAR NO : 2018/50
KARAR TARİHİ : 08.01.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/01/2016 tarih ve 2014/1382-2016/28 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, duran takibin devamını, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin borçlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafın usulüne uygun tutulan 2014 yılına ait ticari defter kayıtları ve belgelerinin incelendiği, davalı tarafın ise defter ve belgelerini ibraz etmediği, ticari defter kayıtlarında cari hesap hareketlerindeki davaya konu edilen 3 adet fatura içeriğini oluşturan irsaliyelerin teslim alanın adını ve imzasını barındırmadığı, davacı taraf malların teslimini ispatlayamamış olsa da defter kayıtlarındaki dayanak rakamların karşı tarafın delil sunmaması hususu dikkate alındığında delil olarak kabulü gerektiği, ticari defterlerde hesaplanan 4.534.85 TL alacak talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.534,96 TL yönünden itirazın iptaline, takibin devamına; 5.000,00 TL yönünden talebin reddine ve her iki tarafın inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı tarafın 5.000,00 TL tutarlı havaleyi 02.07.2014 tarihinde ticari defterlerine işlemiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacı tarafından davalıya verilen nakliye bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de icra takibine konu alacak faturaya dayalı olup, karar gerekçesinde de açıklandığı üzere alacak miktarı da bu faturalara göre belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, icra takibine konu alacağın likit olduğunun kabulü ile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
3- Mahkemece, hüküm fıkrasının 6. bendinde davalı tarafından sarfedilen 300,00 TL bilirkişi ücretinin haklılık oranına göre 157,32 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmişse de; sarfedilen 300,00 TL giderin 15.09.2015 tarihli tahsilat makbuzu ile davacı vekili tarafından yatırıldığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmeyip hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.