Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1231 E. 2017/713 K. 09.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1231
KARAR NO : 2017/713
KARAR TARİHİ : 09.02.2017

Taraflar arasında görülen davada verilen 18/09/2015 tarih ve 2014/522-2015/657 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.02.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin ve davalı … tarafından kurulduğunu, 11/05/2010 tarihinde davacı şirkete ortak olduğunu, davalı …’nun internet sitesini kendi adına kaydettiğini ve söz konusu internet sitesinde davacının iletişim bilgileri arasında kendi adına kayıtlı telefon hattına yer verdiğini, 11/06/2010 tarihinde …’nun 07/11/2012 tarihinde’deki hisselerin devrederek şirketten ayrıldığını, davalı … ile tarafından 29/11/2012 tarihinde faaliyet konusu davacı ile aynı olan diğer davalı şirketin kurulduğunu, davacı şirketin internet sitesindeki iletişim bilgilerinde yer alan telefon numarasının davalı … adına kayıtlı olduğundan, davacı ile iletişime geçmek isteyen kişilerin davalı …’i arayarak ve davacı şirketi aradıklarını zannederek, iş verdiklerini, davalıların davacının müşterileri ile ticari ilişkiye geçerek, davacının müşteri kaybına neden olduklarını ileri sürerek, davalıların özen yükümlülüğünün ihlali, bağlılık yükümlülüğünün ihlali, rekabet yasağının ihlali davranışlarıyla haksız rekabet hükümlerine aykırı davranışlarının tespitini, haksız rekabetin men’ini, internet sitesinin kapatılmasını, davalıların haksız rekabet ile elde ettikleri maddi gelirin şimdilik 5.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, TTK.nın 56/e bendi gereğince haksız rekabet sonucunda davalıların elde etmesi mümkün olan menfaatin karşılığı olarak davalıların tazminata mahkum edilmesini, 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı şirketin kurulmasından önce …’nun unvanlı bir ticari işletmesi ile faaliyette bulunduğunu, davalı …’lin tanınırlığından faydalanmak amacıyla davacının ibaresini ticaret unvanında kullanmasına, yalnızca davalı …’in ortağı olduğu dönemle sınırlı izin verildiğini, davalı …’in güven sarsıcı hareketleri sebebiyle isteği üzerine davacı şirketten ayrıldığını,Şahıs firmasının 10/05/2010 tarihinde tekrar faaliyete geçtiğini, davalı tarafından nezdinde marka olarak tescil başvurularının yapıldığını, firmasına ait adres/ telefon/ işletme adı üzerinde hak iddia edilemeyeceğini, bu kapsamda davada haksız rekabet şartlarının meydana gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
./..

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı …’nun davacı şirkete ortak olmadan öncesimli başka bir şahıs firmasının olduğu, bu şahıs firmasını işlettiği dönemde söz konusu 0242 322 62 48 nolu telefonu kendi adına abone sözleşmesi ile aldığı, daha sonra da aynı telefon numarasının şirkete ortak olduktan sonra kullanılmaya devam edildiği ve şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra da söz konusu telefon numarasının davalı tarafça kullanıldığı, bunun TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde belirtilen dürüstlük kurallarına aykırı davranışlardan bulunmadığı, davalının şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra davacı şirketle aynı konuda faaliyet göstermesinin de bu konuda taraflar arasında bir sözleşme bulunmayışı ve TTK hükümleri gözetildiğinde rekabet yasağına aykırılık teşkil etmediği, ayrıca uzantılı domain adresinin davalı tarafça kullanılmaya devam ediliyor olmasının da, söz konusu adresin ortaklıktan ayrıldıktan sonra alınması, öncesinde davacının şahıs firmasının da esc ibarelerini taşıyor olması dikkate alındığında, haksız rekabet teşkil eden bir eylem olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava; haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve uğranılan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı şirketin eski ortağı ve müdürü olan davalı …’nun davacı şirketin kullanmakta olduğu telefon numarasını şirkete devretmediğini, kendi adına aldığı adlı internet sitesinde davacı şirketin kullanmakta olduğu telefon numarasını belirtmek suretiyle müşterilerin davalılar ile iletişime geçmelerini sağladığını, davalıların davacı şirketi temsil ettikleri ya da davacı şirketin isminin değiştirildiği söylemleri ve diğer hileli davranışlarla davacının müşteri kaybına uğrattıklarını ileri sürerek, haksız rekabetin tespitini, men’ini, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davacı şirket kurulmadan önce davalı …’nun – … ünvanıyla faaliyette bulunduğu şahıs işletmesinin olduğu, 2008 tarihinde kendi adına kayıtlı telefon numarasının alındığı, ardından ile davalı … tarafından davacı şirketin kurulduğu, bu tarihten sonra dava konusu edilen telefon numarasının davacı şirketçe kullanıldığı, davacı şirkete dava dışı ortak olmasıyla üç ortaklı olan davacı şirketten önce davalı …’nun ardından da dava dışı hisselerini devrederek davacı şirket ortaklığından ayrıldığı, davacı şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra davalı …’nun ünvanı ile işlemlerini yürüttüğü, davacı şirket ortaklığından ayrılmasından kısa bir süre sonra davalı … ve tarafından davacı şirketle aynı alanda iştigal eden diğer davalı şirketin kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı … adına kayıtlı telefon numarasının davacı şirketin kurulmasıyla aslında davacı şirket tarafından kullanılmak üzere şirkete devredildiği iddia edilmekte, iletişim bilgilerinde yer verilmek suretiyle davacı şirket tarafından da kullanıldığı ihtilafsız bulunmaktadır. Bu suretle davalı …’nun davacı şirketçe kullanılan ancak kendi adına kayıtlı olması sebebiyle davacı şirket ortaklığından ayrılması sonrasında şahıs işletmesinde bu telefon numarasının kullanılması ve ardından da davalı şirketçe kullanılarak müşteriler nezdinde karışıklığa mahal verilmesi haksız rekabet olarak değerlendirilebilecektir. Bununla birlikte davalı … tarafından alınan www.escenerji.com adlı internet sitesinde dava dilekçesine eklenen belgeyle birlikte dava konusu telefon numarasının kullanıldığı iddia edilmesine rağmen mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamış, gerekçede bu yönde bir açıklamaya da yer verilmemiştir. Davacı tarafça davalıların hileli eylemleriyle müşterileri çevresinin azaltıldığı ve davalının bu yöndeki eylemlerinin de haksız rekabet yarattığı iddia edilmiştir. Dinlenen tanık beyanlarında da davacı tarafından kullanılan telefon numarasını arayan müşterilere davalılar ve çalışanları tarafından şirketin adının değiştiğinin bildirildiği, müşterilerin davalılar tarafından yapılan işlerin davacıya ait olduğunu sandıkları gibi davacının bu iddiasına ilişkin ifadelerin yer aldığı da anlaşılmaktadır. ./..

Mahkeme kararının gerekçesinde tanık beyanları kısmen özetlenmekle birlikte tanık beyanları değerlendirilmemiştir. Bu suretle dava dilekçesinde ileri sürülen davalı eylemlerinin tamamı tartışılmamış olup, iddia edilen hususlarda tanık beyanları ve tüm delillerin değerlendirilmesi, taraf defter kayıtlarında yapılacak bilirkişi incelemesiyle müşteri çevresinin azaltıldığı iddiasının belirlenmesi, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki tespitler de nazara alınarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.