Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/11008 E. 2017/5635 K. 24.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11008
KARAR NO : 2017/5635
KARAR TARİHİ : 24.10.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/03/2016 tarih ve 2014/159-2016/189 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.10.2017 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının kendine ait minibüs işletirken … Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Kurulunun aldığı 26/10/2007 tarihli karar uyarınca araçların dönüştürülmesi sonucu araç aldığını, daha sonra koordinasyon kurulunun kararının idare mahkemesince iptal edildiğini, dava devam ederken oda ile SS. 21 Nolu Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi arasında protokol ve tutanaklar düzenlendiğini, protokol şartlarının gerçekleşmediğini, düzenlenen bonoya dayalı olarak alınan bedelin haksız olduğunu ileri sürerek, müvekkilince sebepsiz yere ödenen 38.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava istemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı esnaf odası ve kooperatif yöneticileri arasında yapılan sözleşmelerin esnaf odası ve kooperatif üyelerinin tamamını bağlayıcı nitelikte olmadığı, ancak her iki kuruluş üyelerinden büyük çoğunluğun bu protokolleri benimseyerek protokoller kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacının da icazet verdiği sözleşmede minibüsçülerin kapasite artırımından dolayı halk otobüsü işletenlerin uğradıkları zararın giderimi amacıyla 38.100 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davacı tarafından ödeme yapıldığı, UKOME kararının idare mahkemesince iptal edilmesine rağmen dava tarihi itibarıyla davacının fiilen kapasitesi artırılmış araç ile halk otobüsleri ile aynı koşullarda çalışmaya devam ettiği, kapasite artırımından dolayı davalının zarara uğradığı, sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacının üyesi olduğu dava dışı minibüs odası ile davalının üyesi olduğu dava dışı kooperatif arasında düzenlen anlaşma ve protokollerin geçersizliğine dayalı olarak geçersiz sözleşmeler uyarınca ödenen senet bedelinin istirdatı istemine ilişkin olup, dava konusu senedin dosya arasında bulunan anlaşma, çeşitli protokoller çerçevesinde davacı tarafından keşide edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, senedin keşide edilme nedeninin ortadan kalkıp kalkmadığı noktasında toplanmakta olup, mahkemece dava konusu senedin anılan kooperatif ortaklarının doğmuş zararlarına ilişkin olarak verildiği kabul edilerek yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, yukarıda özetten de anlaşılacağı üzere davacının da içerisinde olduğu minibüsçülerin araçlarının kapasitesinin artırımına ve dava konusu senedin davacı tarafından keşide edilmesine dayanak yapılan 2007 tarihli UKOME genel kurulu kararının mahkemece iptal edilmesi karşısında, iptal kararına rağmen anılan UKOME kararının fiilen uygulamasının devam edip etmediği, davalı tarafın 2007 tarihli UKOME kararının alınmasından iptal edilinceye kadarki geçen süre zarfında zarara uğrayıp uğramadığı, yine fiili durumun sonuna kadar geçen sürede zarara uğramışsa ne miktar zarara uğradığı, bu bağlamda senedin keşide edilme nedeninin ortadan kalkıp kalkmadığı ya da ne oranda ortadan kalktığı hususları mahkemece yeterince irdelenip iptal edilen UKOME kararı yerine alınan yeni karar dahi dayanak anlaşma ve protokoller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken denetlenebilir yeterli dayanağı da gösterilmeden zarar karşılığı ödenen bedelinin iadesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.