Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/10009 E. 2017/2700 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10009
KARAR NO : 2017/2700
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2014/1184-2016/473 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekili ile icra dosyasında borçlu sıfatında bulunan …, …, … ve … arasında borçlulara ait … ticaret unvanlı şirkete kar-zarar ortaklığı konusunda anlaşma yapıldığını, bu ortaklıkla ilgili olarak … Noterliği’nde düzenlenen belgenin bulunduğunu, dava dışı … yetkisiyle şirketin diğer ortağı davalı … ile davacı arasında 15/02/2011 tarihli anlaşma tutanağı akdedildiği söz konusu protokolde davacının 150.000,00 Euro karşılığında dava dışı şirkete 1/3 oranında kar ve zarar dağılımına ortak olacağının 15/02/2011 tarihi itibariyle kazanılacak karın veya oluşacak zararın 1/3 oranında taraflar arasında paylaştırılacağının ortaklığın sona ermesi durumunda davacının ortaklığın kuruluşu sırasında vermiş olduğu 150.000,00 Euro ve şirketten ayrılık tarihine kadar oluşacak değerin yarısının verileceğinin hüküm altına alındığını, davacının anlaşma uyarınca şirket ortaklarından dava dışı … hesabına 24/02/2011 tarihinde 150.000,00 Euro para transferi yaptığını, müvekkilinin şimdiye kadar yaklaşık 434.000,00 Euro verdiğini ancak bu paradan 238.000,00 Euro’nun davacıya döndüğünü, davalıların kar dağıtımı yapmadıklarından dolayı şirketten ayrılmak istediğini, davalıların şirketten ayrılınca protokol gereği ödeyecekleri 150.000,00 Euro ödemeyince … 18. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5984 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalıların itirazı ile takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacı ile davalılar arasında hukuki bir ilişkinin olmadığını, davada taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkili …’ın, … adına dava konusu sözleşmeye imza attığını, diğer müvekkili …’ın dava konusu sözleşmelerle ilgisinin imzasının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden kurulan ortaklığın sona ermesi sebebiyle sermaye olarak verilen paranın geri ödenmemesinden dolayı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu sözleşmede gelir getirici belirli bir işin yapılması için sermaye veren kimse lehine öngörülmüş ve kâr elde edilmesi halinde bu kişinin kârdan pay alacağı, zarar edilmesi durumunda zarara katlanmayacağı (verdiği sermayeyi her halükarda aynen geri alacağı) kararlaştırıldığı, bu durumda adi ortaklık ilişkisi değil katılmalı karz akdinin söz konusu olduğu, davaya konu şirketlerin idare merkezlerinin …’da oldukları ve fiili idarelerinin de …ya’dan sağlandıkları, MÖHUK m. 9/1V göre idare merkezi hukukuna tabi olduğu, dolayısıyla … Hukuku’na tabi olduğu, 15.02.2011 tarihli anlaşmada herhangi bir pay devri öngörmediği, …’ın 15/02/2011 tarihli anlaşmayı dava dışı …’nin, tüzel kişiliği haiz bulunan şirketler adına hareketle davalı …’a temsil yetkisi verdiği ve davalı …’ın da davacı ile söz konusu anlaşmayı bu yetkiye istinaden imzaladığı, MÖHUK m. 30 göre temsil ve yetkisiz temsile ilişkin aralarındaki sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanan hukuka tabi olduğu, yetkisiz temsilcinin sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler Türk ve … hukuklarında ana hatları itibariyle birbirine paralel olduğu, yetkisiz temsilci ile sözleşme yapan üçüncü şahıs (karşı sözleşen) ifayı elde edememesinden kaynaklanan zararının tazminini kusurlu yetkisiz temsilciden isteyebileceği, davalı …’ın davaya konu 15.02.2011 tarihli anlaşma tutanağında kusurlu yetkisiz temsilci olarak anlaşma akdetmesi sebebiyle davacının davalılardan 75.000 Euro alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 75.000- Euro üzerinden takibin devamına, %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı … yönünden cevap lahiyasında husumet itirazında bulunulmuştur. Davacının dayandığı belgelerin hiçbirinde borçlu olarak isim ve imzası bulunmamasına ve alınan bilirkişi raporunda da bu sonuca varılıp davalı …’a husumet düşmemesi gerektiğine ilişkin görüş belirtilmesine rağmen mahkemece hiçbir gerekçeye yer verilmeksizin davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı … yönünden ise, davanın devamı sırasında davalı tarafından …–… arasında tanzim edilen ve noter huzurunda yapılan bir mutabakat metni ve bu mutabakat metni gereğince davacıya ödeme yapıldığına dair bir kısım belgeler ibraz edilmiştir. Mutabakat metninde, 15.000 Euro’nun geri ödendiği ve geriye kalan 135.000 Euro’nun ise alacaklı …’nun Türkiye’deki hesabına ödeneceği belirtilmiştir. Davalı tarafından 123.000 Euro’nun ödendiğine dair belge ibraz edilmiş ise de dosya içerisinde evrakın aslı bulunmamaktadır. Bilirkişi, davalılar tarafından ibraz edilen belgelerin apostil şerhli bulunmadığı, onaylı olmadığı, eksik belgelerin olduğu, eksik belgelerin ikmali halinde değerlendirileceği belirtilmiş ise de mahkemece eksik belgelerin tedariki yoluna gidilmediği gibi bu belgeler konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan kısmen kabul kararı verilmiştir. Bu durumda, davacı tarafından 150.000 Euro’nun dosyada mevcut evraklardan anlaşıldığı üzere …’ye gönderildiği, …’inde 150.000 Euro’nun tasfiyesi konusunda davacı ile protokol tanzim ettiği fotokopi olan dosyadaki belgelerden anlaşılmakla mahkemece, bu belgelerin ve ayrıca ödeme makbuzlarının tasdikli sureti ve tercümesini dosyaya sunmak üzere taraflara mehil verilmesi, taraflarca bu belgelerin sunulması halinde belgelerde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu belgeler konusunda değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.