Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/9859 E. 2015/10088 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9859
KARAR NO : 2015/10088
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2013/418-2014/213

Taraflar arasında görülen davada Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2013/418-2014/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının acentesi olarak çalışan Ş. Keşan Şubesi acentesi nezdinde sigortalanan bitkisel ürünün %100 hasarlandığını, eksik ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı SBN Sigorta A.Ş. vekili, dava dilekçesinde davalı olarak S.. S..nın belirtildiğini, T.’in ayrı bir tüzel kişiliğe sahip farklı bir kurum olduğunu, müvekkilinin poliçelerin yapılmasına aracılık ettiğini, tüm sorumluluğunun Tarsim’de olduğunu savuanrak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, sigorta poliçesinde sigortalının davacı, sigorta edenin (sigortacının) T. Tarım Sigortaları Havuzu olduğu, davalı olarak görünen SBN Sigorta A.Ş.’nin ise sigorta poliçelerini T. hesabına düzenleyen aracı kurum olduğu, 5363 Sayılı Kanun’un 4 ve 14. maddelerindeki düzenlemeler dikkate alındığında davanın poliçenin sigortacısı Tarsim’e yöneltilmesi gerektiği, her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 124/3 hükmü uyarınca tarafta iradi değişiklik hali söz konusu olabilecek ise de; davacı tarafın bu hususta bir talebinin olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Tarsim Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesi amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiştir. Hangi risklerin teminat altına alınacağı anılan Kanunun 12. maddesinde açıklanmıştır. Tarım sigortaları, Devlet desteğini zorunlu kılan çok yüksek riskli sigortalar olduğundan, ülkemiz koşulları itibariyle serbest piyasa şartlarında yapılmaları şu an itibariyle mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle tarım sigortalarının yapılabilmesi için kanunkoyucu özel bir yapıya ihtiyaç duymuş, ‘T. S. H.’ kurumunu oluşturmuştur. Bu yapının amacı 5363 sayılı Kanun’un 4. maddesinde etraflıca açıklanmış, devamı maddelerinde nasıl çalışacağı, görevleri ve hangi yetkilere sahip olacağı düzenlenmiştir. Kanunun tamamı değerlendirildiğinde tarım sigortaları ile ilgili sistem, normal sigortalardan oldukça farklılıklar arz etmektedir. Özellikle yapılan tarım sigortaları karşılığında sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenlerden tahsil edilen primlerin tamamı Tarım Sigortaları Havuzuna aktarılmaktadır. Sigorta şirketlerinin tahsil edip de aktarmadığı primler bakımından havuzun primlerin aktarılması talebi, ‘kamu alacağı’ niteliğinde kabul edilmiş, kamu alacaklarının tahsilini düzenleyen kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Tarım sigortaları düzenlemesinin asıl amacı, üreticilerin zararlarını karşılamak, uzun vadeli gelir istikrarına kavuşmalarını temin etmek, ekonomik ve sosyal bakımından toplumsal katkılar sağlamaktır. Bu yönüyle kamu düzenini ilgilendiren sigorta türü olduğunu söylemek mümkündür.
Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur Tarım Sigortaları Havuzudur. 5363 sayılı Kanun’un 9. maddesinde bu Havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, Havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan Kanun 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını Havuza devredecekleri ve sözleşmeleri Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. Bu Kanun çerçevesinde Havuzu işletmek üzere Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (T.) kurulmuştur. Somut olayda davacı, davalı SBN Sigorta A.Ş. ile arpa arazisini kapsayan ‘ T. Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi’ düzenlemiştir. Bu sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödemek yükümlülüğü, mahkemenin de kabul ettiği üzere T. A.Ş.’ye aittir. Yazılı gerekçe ile davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Ancak, dava dilekçesinde davalı ‘SBN Sigorta T. Tarim Sigortaları’ olarak gösterilmiştir. Dava dilekçesi içeriğinde de anılan poliçe dolayısıyla tazminat istendiği açıklanmıştır. Bu durum karşısında, tarım sigortalarının niteliği, düzenlenen poliçe, dava dilekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi, usul ekonomisi ve davacının dava etmek istediği tüzel kişiliğin T. A.Ş. olduğu dikkate alınıp, dava dilekçesinin bu tüzel kişiliğe tebliği ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.