Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/971 E. 2015/8642 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/971
KARAR NO : 2015/8642
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/1173-2014/274

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.10.2014 tarih ve 2014/1173-2014/274 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı sigortalı O. Cam San. ve Tic. A.Ş. tarafından yurtdışından satın alınan ve F. Limanında yüklenerek T.’ye nakliyesi davalı borçlu sorumluluğunda MV M. D. isimli gemi ile gerçekleştirilen muhtelif adet cam cinsi emtiaların nakliye sonrası hasarlı olarak teslim edilmesi nedeniyle müvekkili sigorta şirketi tarafından işbu sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacıyla İstanbul 28. İcra Müdürlüğü’nün 2012/24327 Esas sayılı dosyası ile borçlu davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından takibe ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, dava konusu emtinanın davalı sorumluluğunda nakliye sırasında darbe ve sürtmelere maruz kalması neticesinde tazminat konusu hasarın husule geldiğini, davalı şirketin dava konusu hasar tazminatının tamamından sorumlu bulunduğunu iddia ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının malın hasarlı olduğu yönündeki iddialarına ve dosyaya ibraz ettiği delillere bakıldığında ifade ettiği gibi varlığı iddia olunan hasarın müvekkilinin sorumluluğunda olduğuna yönelik bir ibare bulunmadığını, hasara ilişkin tutanağın olmadığını ve müvekkili şirkete hasar bildiriminde bulunulmadığını, yükün hasarlı teslim alındığına dair müvekkil şirket temsilcisinin imzasının olmadığını, hasarın müvekkili şirketin sorumluluğu sahasında gerçekleşmediğini, konteynerlerin liman çıkışında tutulmuş bir hasar raporu bulunmadığını, kara taşımasının müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu yükün indirilme tarihi 28/02/2011 olup, geçerli ihbarın en geç 03/03/2011 tarihinde yapılmış olması gerektiği, taraflar arasında tahliye tarihinde anlaşmazlık olduğu kabul edilse ve beyanname tarihi olan 03/03/2011 tarihinde süre bitmiş olması durumunda dahi en geç ihbarın 06/03/2011 tarihinde yapılmış olması gerektiği, dava dışı alıcı tarafından ihbarın 11/03/2011, davacı tarafından 04/07/2011 tarihinde yapılmış olmakla hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği şeklindeki karinenin davalı açısından gerçekleştiği ve dosya kapsamı itibarıyla aksinin davacı tarafından ispat edilemediği, dolayısıyla davacı tarafça mülga TTK 1066/1-2’ye uygun geçerli bir ihbar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.