Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/957 E. 2015/6254 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/957
KARAR NO : 2015/6254
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2013/517-2014/301

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/11/2014 tarih ve 2013/517-2014/301 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve fer’i müdahil vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin mirasbırakanı olan S. Y. ve müvekkili A.. Y..’in ortak hesap olarak Y. A.Ş. personelinin yönlendirmesi ve kandırmasıyla 18.11.1999 tarihinde Y. S. O.S. Bank Ltd’ye 5.300 TL yatırdığını, Y.’a el konulunca müvekkilinin ve murisin mevduatını geri alamadığını, davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek 5.300 TL’nin 18.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, hisse devir sözleşmesi uyarınca mali vecibenin ve taraf sıfatının TMSF üzerinde bulunduğunu, sadece vekâlet işlemi yürüten müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, tatlı kâr amacıyla ve serbest irade ile paranın off shore bankasına yatırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil TMSF vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, husumetin off shore bankasına yöneltilmesi gerektiğini, bankanın havale işlemini gerçekleştirdiğini, o. hesap cüzdanına itiraz edilmediğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, dolandırıcılığın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil O.. K.. vekili, müvekkilinin bir borç üslenmesinin bulunmadığını, asıl muhatabın TMSF olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kesinleşen kararla Y. A.Ş. yöneticilerinin bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, maddi olgunun belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararının hukuk mahkemesini bağlayacağı, bankaya havale için tevdi edilen paranın gerçekte fiili bir yurt dışı havale ve ithal kredisinin olmamasına karşılık, kağıt üzerinde havale ve kredi varmış gibi gösterildiği, ortada açıkça yasaya karşı hile bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.300,00 TL’nin 18.11.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp bu bedelin yarısının davacı A.. Y..’e, diğer yarısının ise payları oranında mirasçı davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili, fer’i müdahil TMSF vekili ve fer’i müdahil O. vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararı temyiz eden fer’i müdahil O.. K..’nun dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir.
Bu itibarla, fer’i müdahil O.. K.. vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin ve fer’i müdahil TMSF vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı Banka’nın sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336’ncı maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararının parasını O. bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlayacak bulunmasına göre, davalı vekilinin ve fer’i müdahil TMSF vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle fer’i müdahil O. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve fer’i müdahil TMSF vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 27,70 TL temyiz ilam harcının fer’i müdahil O.’tan alınmasına, fer’i müdahil TMSF harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.