Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/94 E. 2015/8540 K. 19.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/94
KARAR NO : 2015/8540
KARAR TARİHİ : 19.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2013/292-2014/269

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/10/2014 tarih ve 2013/292-2014/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “d. şekil” ibareli 43.sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2011/24604 kod numaralı başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde yayımlandığını, bunun üzerine davalının “N.” ibareli 42.sınıf hizmetleri içeren 2001/21937; “N.+şekil ” ibareli 42.sınıf hizmetleri içeren 2002/20943; ” N. c. c. un e. n.” bareli 43.sınıf hizmetleri içeren 2007/52398; “N. D. for n.l.” ibareli 43.sınıf hizmetleri içeren 2007/52432 sayılı markalarına dayanarak başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazın Markalar Dairesi tarafından reddedildiğini, bunun üzerine ikinci kez itirazda bulunduğunu, itirazı inceleyen YİDK’nun 2013/M-5946 sayılı kararıyla itirazı kabul ederek müvekkilinin başvurusunu reddettiğini, başvuru konusu işaretle redde mesnet alınan markaların benzer olmadığını, kapsamlarında yer alan ürün ve hizmetlerin hitap ettiği kişilerin belli bilgi düzeyinde tüketiciler olduğunu bu nedenle başvuru markasının iltibasa yol açmayacağını, ayrıca YDİK’nun müvekkilinden görüş sormasına rağmen görüş için verilen süre dolmadan karar verdiğini bu nedenle savunma hakkı tanınmaksızın karar verildiğini, kararın bu yönden de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. A.. vekili, davacının YDİK’nun karşı görüş sorulmasına rağmen kendilerine savunma imkanı tanınmadığına dair iddialarının asılsız olduğunu, ayrıca başvuru konusu marka ile redde mesnet markanın anlamsal, görsel ve sescil olarak bıraktığı genel izlenimin aynı olduğunu diğer unsurların yeteri derecede farklılık yaratmadığını, kapsamlarındaki hizmetlerin de aynı tür olması nedeniyle başvuru markasının tescilinin iltibasa yol açacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, redde mesnet alınan markaların asıl ve ayırt edici unsurunun “N.” ibaresi olduğu, başvuru markasının ise “d. şekil” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet markalar ile başvuru konusu işaretin aynı veya benzer sescil ve görsel etkiyi bıraktıkları, her iki markanın da 43. sınıftaki aynı tür hizmetleri içerdikleri,43.sınıftaki hizmetlerin alıcısı/yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici ve yararlanıcı kitlesinin; özellikle marka ve başvuru konusu işaretlerin asıl ve ayırt edici unsurlarının görsel ve sescil olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olması da göz önüne alındığında bu iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğu, ayrıca mkullanımla ayırt edicilik kazanan işaretlerin nispi tescil engelinden etkilenmeksizin tesciline olanak sağlayan bir hükmün 556 sayılı KHK’da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.