Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/9185 E. 2015/9915 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9185
KARAR NO : 2015/9915
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : ALAPLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2014
NUMARASI : 2014/426-2014/541

Taraflar arasında görülen davada Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2014 tarih ve 2014/426-2014/541 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin davalı bankadan birkaç kez kredi kullandığını, bu kredilere istinaden kendisinden dosya masrafı adı altında haksız olarak para tahsil edildiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak alınan miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının kendi onay ve iradesi ile ödeme yaptığını, iade talebinin haksız ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın yapılan masraf ve komisyon adı altında ücret tahsil etmesini gerektirecek hizmetin ne olduğunun ispat etmesi gerektiğini, maktuen hazırlanmış sözleşmeye davacının müdahale imkanının bulunmadığına göre yapılan kesintinin haksız şart olduğunu ve davalı banka lehine sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu belirterek davanın kabülüne karar vermiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK’nın 5. maddesi uyarınca davalı banka vekilinin göreve ilişkin sair temyiz itirazının reddi gerekir.
2) Ancak taraflar arasında bağıtlanan ticari kredi sözleşmesinin tarihleri gözönüne alındığında. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20 vd. maddelerinde düzenlenen genel işlem şartlarının somut olaya uygulanması olanağı bulunmadığından, işin esasına girilerek değerlendirme yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabülü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.