Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/9167 E. 2015/11674 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9167
KARAR NO : 2015/11674
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2014
NUMARASI : 2014/460-2014/292

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.10.2014 tarih ve 2014/460-2014/292 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5. maddesine göre müvekkili şirketten İ.. G..’in kefil olduğu bir adet 50.000,00 USD bedelli bononun 27/02/2009 tarihinde davalı tarafından alındığını, davalı şirket elemanlarının müvekkili şirkete denetime gelerek müvekkili şirketin haberi, rızası ve bilgisi olmadan 18/01/2013 tarihli tutanak ile 35.784,93 TL borçlandırıldığını, acentelik sözleşmesi gereği davalı şirkete teminat olarak verilen matbu bononun tanzim yerinin, tanzim tarihinin ve ödeme tarihinin davalı şirket tarafından sonradan doldurularak İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/10962 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, icra takibine karşı İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/579 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ayrıca müvekkili şirketin davalı şirketten toplam 143.000,99 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki 27/02/2009 tarihli acentelik sözleşmesinin iptalini, acentelik sözleşmesi gereğince verilen bilahare tahrif edilmiş olan 50.000,00 USD bedelli teminat belgesinin iptalini ve iadesini, her iki müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, 143.000,99 TL’nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı acentenin taraflar arasındaki acentelik sözleşmesine aykırı fiil ve işlemleri ve özellikle yüklü miktarda kasa açığının tespitine istinaden müvekkili şirketin tek taraflı ve haklı nedenlerle acentelik sözleşmesini fesih etmiş olduğunu, söz konusu bononun davacı tarafından 18/01/2013 tarihli tutanaktan sonra verildiğini, senedin teminat senedi olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayandığı, davacının talep ettiği bedellerin davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden tahsil edildiği, davacının herhangi bir hakediş alacağının bulunmadığı, dava konusu edilen senedin davacının kasa açığına istinaden davalıya verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davacılardan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.