Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/913 E. 2015/6249 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/913
KARAR NO : 2015/6249
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

MAHKEMESİ : ANAMUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2014
NUMARASI : 2009/316-2014/709

Taraflar arasında görülen davada Anamur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/07/2014 tarih ve 2009/316-2014/709 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının dolu riskine karşı sigortaladığı serada 2009 yılı Şubat ayında meydana gelen dolu felaketi sonrası hasar meydana geldiğini, tazmin talebinin davalı tarafından reddedilmesi üzerine müvekkilinin ürünlerin daha fazla zarar görmemesi için kendi imkânları ile serasını yaptırdığını, poliçede dolu riskinin teminat altına alınmış olduğunu ileri sürerek 33.448 TL’nin zarar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, poliçe ve genel şartlar uyarınca tazminatın hasar dosyasının kesinleşmesinden 30 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ihbardan sonra incelemenin yapılarak 30.06.2009 tarihinde hasar dosyasının kesinleştirildiğini, tespit edilen 36.348 TL tutarındaki hasar bedelinden müşterek sigorta ve muafiyet bedelleri düşülünce bulunan 21.224 TL’nin 06.07.2009 tarihinde daini mürtehine ödendiğini, talep edilen örtü hasarının daha önce de tazmin edilmesine rağmen yenilenmeyip aynı hasarın bu davada da istendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalının örtünün yenilenmediği iddasına ilişkin dosyaya hiçbir belge sunmadığı, duruşmada dinlenen davacı tanıklarının ilk dolu hadisesinden sonra sera örtüsünün değiştirildiğine ilişkin beyanda bulundukları, ilk hasardan sonra örtünün onarılmadığı iddasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, mülga TTK’nın 1281. ve TMK’nın 6’ncı maddesi uyarınca rizikonun ve zararın teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği, sera örtüsü hasarının davaya konu Şubat 2009 tarihli riziko sonucu gerçekleştiği, teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.200 TL’nin 27.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki (2), davalı vekilinin ise (3) ve (4) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, dolu nedeniyle meydana gelen zararın davalı sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde ürün, konstrüksiyon ve sera örtüsü hasarlarının da içinde bulunduğu 33.448 TL’nin tahsilini istemiş, davalı, cevap dilekçesinde davanın açılmasından sonra 06.07.2009 tarihinde 21.224 TL hasar tazminatının ödendiğini belirtmiştir. Davalının yaptığı bu hasar ödemesinin sera örtüsü dışında kalan zararlar için olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının davadan sonra yaptığı bu ödeme kabul edilip sadece sera örtüsü açısından oluşan zarar belirlenerek 13.200 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, dava dilekçesinde gösterilen fazlaya dair istem reddedilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücreti buna göre belirlenmiştir. Ancak, davalı tarafından yapılan ödeme dava tarihinden sonra olduğuna göre, 818 sayılı BK’nın 84. (6098 sayılı TBK’nın 100.) maddesi uyarınca, davacının, davalı tarafından yapılan ödemeyi öncelikle borcun ödenme tarihine kadar oluşacak işlemiş faize ve masraflara mahsup etme hakkı bulunduğu gibi dava tarihinden sonra yapılan ödeme davanın reddini gerektirmeyecek, ancak davayı konusuz bırakacaktır. Bu nedenle, dava ve ödeme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 84. (6098 sayılı TBK 100) maddesi uyarınca davalının hangi tarihte hasar ödemesi yaptığı ve yapılan bu ödemelerin 818 sayılı BK’nın 84. (6098 sayılı TBK 100) maddesi uyarınca davacının ne miktar alacağını karşıladığı temerrüt tarihine göre belirlenip bu kısım için davanın konusuz kalmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin buna göre belirlenmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı vekili dava dilekçesinde dolu nedeniyle meydana gelen tüm hasarın zararın meydana geldiği tarihten itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiş, faizin cinsini belirtmemiştir. Dairemizin yerleşik kararları uyarınca davacı vekilinin bu şekildeki talebinin yasal faiz istemi olarak kabul edilip, faizin cinsinin ıslah dilekçesi ile dahi değiştirilemeyeceğinin gözetilmesi ile alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde avans faizine hükmolunması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
4- Davalı vekili, bilirkişi raporuna itirazlarında, aynı sigorta poliçesine dayalı olarak davaya konu hasardan önce meydana gelen başka bir hasar nedeniyle sigorta bedelinin %60’ı oranında ve 13.200 TL tutarında davacıya tazminat ödemesi yapıldığını, iki defa %60 oranında hasar tazmin talebinde bulunulamayacağını, aksi halde sigorta bedelinin aşılacağını savunmuş olup davalının bu savunmalarının değerlendirildiği ek rapor alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden de davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.