YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8954
KARAR NO : 2016/4493
KARAR TARİHİ : 21.04.2016
MAHKEMESİ : … FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 tarih ve 2013/147-2015/46 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/04/2016 günü hazır bulunan davacı/karşı davalı vekili Av. … ile davalı/karşı davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin telif hakkı sahibi olduğu “…” adlı sinema eseriyle ilgili olarak davalının haksız olarak bir kısım yayın şirketlerine ihtarname çekerek mesnetsiz hak iddiasında bulunduğunu, bu ihtarnamenin hak sahipliğinden doğan haklara tecavüz oluşturduğunu, davalının eyleminin 5846 sayılı Yasa’nın 71/5, TTK’nun 56, 57/1, 58, TBK’nın 48. maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, eser işletme belgesi ve onaylı sansür belgesinden anlaşılacağı üzere dava konusu filmin müvekkiline ait olduğunu, dava konusu filmin 1971 yılında müvekkil şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi …, …. ve … (…) murisi “…” tarafından vücuda getirildiğini, davalının hak sahipliği iddiasının geçerli bir belgeye dayanmadığını ileri sürerek, vaki ve muhtemel tecavüzün önlenmesini, 50.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin davaya konu filme ortak yapımcı sıfatı ile sahip olunan tüm mali hakları dava dışı …’in varisleri ile 05/09/2009 tarihinde imzalanan sözleşme ile devraldığını, …. tarafından verilen yazı ile dava konusu filmin %50 hissesinin …’e ait olduğunu, … nezdinde bu filme ilişkin tutulan beyannamede filmin … ortak yapımı olduğunun görüldüğünü, davacının film üzerinde tek hak sahibi gibi davranarak belge tanzim ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin muvafakati ve haberi olmaksızın dava konusu film ile ilgili tasarrufta bulunan davacının tecavüzün meni ve refine karar verilmesini talep etmiş, asıl davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 04.03.1987 tarihli eser işletme belgesinin … isimli sinema filminin sahibi olarak …’yi gösterdiği, 13.8.1971 tarihinde film kontrol komisyonu tarafından düzenlenen belgede filme çeken kurumun … olarak gösterildiği, …’nca yayınlanan …’e ait …’nde ilgili filmin eser sahibinin …, yönetmenin …, senaristin … olduğu bilgisine yer verildiği, 3.3.1987 tarihli sinema video eserleri için verilen beyannamede eser sahibinin … olarak gösterildiği, … ve … isimlerinin yönetmen olarak zikredilmediği, …’nın eser işletme belgesi ekinde … isminin … ile birlikte yönetmen olarak zikredildiği, eserin yapım yılının 1971 yılı olduğu, mülga …’nin 8/f.4. maddesi uyarınca sinema eseri sahipliğinin bu eseri imal ettiren yapımcıya ait olduğu, davalı taraf …’in mirasçılarından dava konusu film üzerindeki mali hakları 5.9.2009 tarihli sözleşme ile devraldığını iddia etmiş ise de 1971 yapımı filmin eser sahipliği münhasıran yapımcı firmaya ait olduğu belgelerle sabit olup senarist konumundaki bir kişinin 1971 tarihli bir sinema eseri üzerinde eser sahipliğinin mevcut olmadığı, … …. ile …. arasındaki 25.4.2008 tarihli film hakkı devir sözleşmesi 1.5.2008 ila 31.9.2010 arasında geçerli olup … Şirketi’ne ait sinema eserlerinin anılan sözleşme feshedilmemişse mali haklarının …’ne ait olduğu, …e ait sinema eserleri üzerindeki mali hakların mirasçılar tarafından üçüncü kişi konumundaki …’ne geçerli olarak devredilemeyeceği, …e ait 100 filmlik listeye bakıldığında dava konusu filmin bunlar arasında sayılmadığı, …’in dava konusu film üzerinde hak sahipliğini kanıtlayacak … anlamında geçerli bir belgeye dosyada rastlanmadığı, 1971 yılından ölüm yılı 2005 yılına kadar …’in yapımcı şirket olduğu iddiasıyla davacı firmaya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davalı-karşı davacının en önemli dayanağı olan film afişinde …in yanında … ibaresinin yer almasının dosyada mevcut diğer belgeler nazara alındığında …in film üzerinde paylı mülkiyete sahip olduğunu kanıtlamaya yetmediği, …in 2008 tarihinde… yle yapmış bulunduğu mali hakları devir sözleşmesine dava konusu filmi konu etmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının davacı haklarına vaki tecavüzün önlenmesine, 30.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile davalı-karşı davacıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı-karşı davacı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, davacının yapımcı olarak hak sahibi olduğunu iddia ettiği … isimli filme davalının haksız tecavüzünün önlenmesi ve 50.000 TL manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir.
Somut olayda davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, “davalı …. tarafından bazı yayın kuruluşlarına gönderilen ihtarname nedeniyle müvekkilinin zedelenen itibarı, ticari ve şahsi müsabetlerini karşılamaya yetmemekle birlikte 50.000 TL manevi tazminatın tahsilini” talep etmiş olup mahkemece, gerekçesi açıklanmadan 30.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı … vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı … vekilinin asıl davada talep edilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya yönelik kararın anılan yönden davalı-karşı davacı … yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.