YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8854
KARAR NO : 2015/11388
KARAR TARİHİ : 02.11.2015
MAHKEMESİ : MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2015
NUMARASI : 2014/358-2015/58
Taraflar arasında görülen davada Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/01/2015 tarih ve 2014/358-2015/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Banka’nın müşterisi olan A.. H..’nun, mülkiyeti A.. D..’e ait bir taşınmazı satın almak amacıyla müvekkili Banka’ya konut kredisi başvurusunda bulunduğunu, taşınmaz maliki A.. D..’in konut kredisine dayalı borcundan dolayı davalı Banka lehine anılan taşınmaz üzerinde ipotek konulduğunu, davalının, müvekkiline, taşınmaz malikinin borcunun ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağını beyan etmesi üzerine, müvekkili tarafından borcun ödemesine rağmen davalının ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kredinin kapatılması için ödenmesi gereken meblağı EFT yolu ile dava dışı A.. D..’in hesabına gönderdiğini, ödeme yapmadan önce müvekkili Banka ile irtibata geçmesi, ödeme yapılan 26.08.2013 tarihi itibariyle geçerli kapama bakiyesini teyit etmesi ve ödemenin EFT yoluyla yapılacağı hususunun müvekkiline bilgi vermesi gerektiği halde bunların hiçbirini yapmadığını, müvekkilinin taahhüdüne aykırı bir işlemde bulunmadığını, kredi borcu ödenmediğinden kredinin teminatındaki ipoteğin kaldırılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının, taşınmaz malikinin borcunun ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağı yönünde taahhütte bulunduğunu, ancak davacı tarafından dört gün geçtikten sonra ödemenin yapıldığını, davacının ödeme yaparken davalıdan taahhüdün devam edip etmediği hususunda belge almadığı ve görüş sormadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı vekili tarafından verilen katılma yoluyla temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği belirlenemediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nın 434. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 365. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Davacı tarafından bu işlemler yapılmamış, sadece temyiz dilekçesinin havale ettirilmesi ile yetinilmiştir. Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı (YİBK)’nda, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK’nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre, somut olayda, temyiz defterine kayıt da bulunmadığından, yukarıda bahsi geçen YİBK’nın uygulanması mümkün olmadığından, davalı tarafça bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesine konu temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, alınmadığı anlaşılan 136,00 TL temyiz başvuru harcı ile 27,70 TL temyiz ilam harcının davalıdan alınmasına, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.