Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/8830 E. 2015/13568 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8830
KARAR NO : 2015/13568
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

MAHKEMESİ : ….. ….. … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/197-2013/266

Taraflar arasında görülen davada …. …. … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/11/2013 tarih ve 2013/197-2013/266 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Şirket vekili ve fer’i müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin toplam % 49 hisse ile ortak oldukları davalı Şirket’in diğer ortağının da dava dışı …… … … A.Ş. olduğunu, bir süre sonra anılan banka ile diğer ortaklar arasında sorun yaşanmaya başladığını, daha önce seçimle gelen yönetim kurulu üyelerinin yerine banka tarafından atamalar yapılarak TTK’na aykırı davranıldığını, davacı … … tarafından şirketin tek malvarlığı olan otel için 10.600.000 TL tutarında ilave yatırım yapıldığını, dava konusu 19.03.2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında da yönetim ve denetim kurulu raporlarının ait oldukları dönemde görevde olmayan kişilerce hazırlandığını, bilançonun görüşülmesinin ertelenmesine dair kararda hangi tarihe ertelendiğinin belirtilmediğini, denetim ve muhasebe kayıtlarının düzenlenmesi için anlaşma imzalanan kişilerden birisine yapılan ödemenin istirdadına karar verilirken, diğeri hakkında bir işlem yapılmamasına dair çelişkili kararlar alındığını, şirket sermayesinin 7.350 TL’den 500.000 TL’ne artırılmasına karar verilmesinin de hatalı olduğunu, zira davacı … …’ın anılan ilave yatırımının kredi borcundan düşüldükten sonra ayni sermaye olarak konulması talebi üzerinde durulmadığını, sermayenin zaten tamamı ödenmiş şekilde 7.000.000 TL iken neden 7.350 TL olarak kabul edildiğinin ve artırılan 1/4’ünün nasıl nakden ödendiğinin meçhul olduğunu, %50 hisse ile ortak olan tarafa dilediği zamanda teftiş yetkisi tanınmasının da azınlık haklarını bertaraf etmeye yönelik olduğunu, anılan bankanın tüzel kişilerin yönetim kurulunda bir kişi ile temsil edilebileceği kuralına aykırı şekilde üç yönetim kurulu üyesinin de bankanın belirlediği kişilerden seçildiğini, yeni seçilen yönetim ve denetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine dair kararın da iptalinin gerektiğini, zira davalı şirketin bu parayı ödeyecek gücü olmayıp ödemeyi anılan bankadan avans çekmek suretiyle yaptığını ileri sürerek, davalı Şirket’in 19.03.2007 tarihli genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, alınan kararların hiçbirisinde hukuka aykırı bir durumun mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
……. … … A.Ş. vekili, davalı yanında davaya müdahale talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 19/03/2007 tarihli olağan genel kurul toplantasında alınan ve dava konusu yapılan gündemin 12.maddesine ait kararın iptali dışındaki gündem maddelerine yönelik verilen kararlar kesinleşmiş olmakla, bunlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, gündemin 12.maddesi yönünden ise her ne kadar karar nisabına aykırı durum bulunmamakta ise de, davalı şirketin büyük ortağı durumundaki .. … … A.Ş. ile diğer gerçek kişi ortakları arasında 2004 yılında kayyum …. ….’in daveti ile sulh işleminin yapıldığı, bundan sonraki yönetim kurullarında da bankanın 2, gerçek kişi ortakların 1 temsilci ile temsil edildikleri buna rağmen dava konusu genel kurul toplantısında şirketin 3 yönetim kurulu üyesinin tamamının .. … … A.Ş.’nin gösterdiği adaylardan seçilmesinin ortaklar arasında yarar dengesini bozduğu, bu durumun azınlık pay sahiplerinin aleyhine olması nedeniyle objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığı gerekçesi ile 12.gündem maddesinde alınan kararın anılan gerekçelerle iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Şirket vekili ile fer’i müdahil vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Dairemizin 2010/5601 Esas 2010/ 11891 Karar sayılı ilk bozma ilamından sonra gerek davalı şirket ve gerek fer’i müdahil vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş ise de, Dairemiz bozma ilamında belirtilen sulh işleminin olmadığı yönünde herhangi bir itirazda bulunulmamış olmasına göre, davalı Şirket ve fer’i müdahil vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Şirket ve fer’i müdahil bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Şirket’ten alınmasına, fer’i müdahil harçtan muaf olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.