YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8586
KARAR NO : 2016/6870
KARAR TARİHİ : 21.06.2016
MAHKEMESİ : … … SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2015
NUMARASI : 2012/839-2015/297
Taraflar arasında görülen davada … … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/04/2015 tarih ve 2012/839-2015/297 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı – birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğini ve bakiye 3.053,13 TL taşıma ücretinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın reddine, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, asıl davada davacının taşıma edimini gereği gibi yerine getirmediğini, taşıma bedeli faturalara süresinde itiraz ettiklerini ve faturaları davacı tarafa iade ettiklerini, bu sebeple uğradıkları zararın tazmini için maddi ve manevi tazminat davası (… 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/667 E) açtıklarını savunarak davanın reddini; müvekkili şirketin firmalara ikramlık olarak sunulmak üzere baskılı şeker ürettiğini ve taşıma şirketleri vasıtasıyla bu ürünleri müşterilerine gönderdiğini, kimi gönderilere ilişkin fatura ödemelerinin kapıda ödeme mutabakatıyla taşıma şirketinin elemanına yapılırken, kimi gönderilere ilişkin yapılan ödemelerin müvekkili şirketin hesabına havale edildiğini, kapıda ödeme ile iletilen gönderilerin bedellerinin davalı tarafça tahsil edildiğini ve müvekkiline verilmediğini, bu şekilde 3.833,13 TL kapıda ödemeli gönderimler için alacakları varken davalı tarafından 3.053,13 TL tutarındaki taşıma hizmeti bakiye alacağı hakkında aleyhlerinde icra takibi başlatıldığını, davalı yanın bu miktarda taşıma hizmeti için alacağı olduğu varsayılsa dahi müvekkilinin bu şartlar altında 780 TL alacağı olduğunu ve bu tutarın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 14/02/2011 tarihli taşıma sözleşmesi akdolunduğu, bu sözleşme uyarınca davacı şirketce, davalının müşterilerine ulaştırmak üzere, ikramlık şekerlerin taşıma işinin üstlenildiği, bu şekilde taraflar arasında cari hesap teamülü oluştuğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre davalı şirketin borçlu 3.053,13 TL bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre ise davacı şirketin 825,40 TL borçlu bulunduğu, taraflar arasındaki 3.878,53 TL farkın davacı şirket tarafından düzenlenen 22/03/2011 tarihli 175264 sıra numaralı 3.997,53 TL tutarındaki faturanın ve 10/05/2011 tarihindeki 120 TL tahsilatın, davalı şirketin ticari defterinde olmamasından kaynaklandığı, davacı şirketin kendi lehine delil teşkil edebilecek usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri uyarınca, üstlendiği kargo taşıma işi dolayısıyla davalı şirketten, birleşen dava dosyasında dava konusu yapılan 780 TL alacağın, davacı şirketin cari hesabına kaydedilmesi nedeniyle düşüldükten sonra belirlendiği üzere 3.053,13 TL alacaklı olduğu, bekletici mesele yapılmasına karar verilen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/667 E. sayılı dosya üzerinden taşıma işleminin anlaşmaya uygun olarak gerçekleştirilmediği, fatura konusu hizmetin eksik yapıldığı iddiasıyla açılan davanın bekletici mesele yapılması kabul olunmuş ise de, verilen kararın …liğe çıkartmak üzere davalı vekiline verilen kesin süre içerisinde ara kararın yerine getirilmediği, bu nedenle davalının taşıma işleminin davacı şirketçe tam olarak gerçekleştirilmediğine ilişkin iddiası göz önüne alınmaksızın, davacı tarafından taşıma işinin gerçekleştirildiği ve bu taşıma işi neticesinde de icra takibine dayanak teşkil eden faturadan kaynaklı bakiye alacağının bulunduğu, davalının ise davacıdan 780 TL tutarında cari hesap alacağı olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Birleşen dava, 780 TL cari hesap alacağının davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
HUMK’nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 02.04.2015 tarihi itibariyle 2.080,00 TL’dir. Dava değeri 780,00 TL olarak gösterilmiş olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda anılan madde hükmüne göre dava değeri temyiz sınırının altında kaldığından birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taşıma nedeniyle oluşan navlunun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ancak davalı vekili, davacı şirketin şeker siparişlerinin 67 adetini ilgili adrese hiç teslim edemediğini, 84 adet emtiayı da gününden sonra teslim ettiğini, taşıma ediminin anlaşmaya uygun olarak gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin bu sebeple prestij kaybına uğradığını, bu sebeple davalı aleyhine bir başka mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/667 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş, anılan mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, 20.01.2015 tarihli celsede davalı vekiline kararı tebliğe çıkarma işlemini gerçekleştirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, bir sonraki celsede davalı vekili tarafından kararın henüz tebliğe çıkarılamadığı belirtilerek ek süre talebinde bulunulmuş ancak mahkemece ek süre verilmemiş, gerekçeli kararda ise ”….verilen süre içerisinde ara kararı yerine getirilmemiş, bu nedenle de mahkememizce davalının taşıma işleminin davacı şirketçe tam olarak gerçekleştirilmediğine ilişkin iddiası göz önüne alınmaksızın, davacı tarafından taşıma işinin gerçekleştirildiği …” denilerek, davalı savunmaları değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemede, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/667 Esas sayılı 2011/472 Karar sayılı dava dosyasında, davacı tarafından hazırlanan şekerlemeleri içerir gönderilerin banka şubelerine teslim edilmek üzere davalı taşıyıcıya teslim edildiği, bu gönderilerden 23 adedin …veyahut … bank çalışanı olmadığı anlaşılan kişilere teslim edilmiş olmakla taşıyıcının yanlış kişiye mal teslimi nedeni ile tam kusurlu olduğundan davacının gerçekleşen zararından sorumlu olacağı, öte yandan teslim alanın … – … bank çalışanı olduğu anlaşılmakla birlikte yanlış şubeye teslim edilmiş olan 42 adet gönderi nedeni ile davalı taşıyıcının tam kusurundan söz edilemeyeceği, davacı gönderenin de yanlış teslimler nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesinin henüz tamamlanmadığı görülmüştür.
Bu durumda, mahkemece bekletici mesele yapılmasına karar verilen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/667 Esas sayılı 2011/472 Karar sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi veya davalının taşıma ediminin sözleşmeye uygun olarak ifa edilmediğine ilişkin savunmalarının ve delillerinin işbu dava dosyasında irdelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Bozma sebep ve şekline göre asıl davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK’nın 432/4. maddesi hükmü uyarınca REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) Bozma sebep ve şekline göre asıl davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.