Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/7878 E. 2016/2431 K. 07.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7878
KARAR NO : 2016/2431
KARAR TARİHİ : 07.03.2016

MAHKEMESİ : …. 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2015
NUMARASI : 2014/827-2015/237

Taraflar arasında görülen davada …. 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/03/2015 tarih ve 2014/827-2015/237 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortalı cam emtiasının davalı tarafından ….-Sivas arası taşınması sırasında meydana gelen sarsıntılar nedeniyle hasarlandığını, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısına 5.377,00 TL ödediğini ileri sürerek, 5.377,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yüklemenin gönderici tarafından yapıldığını, cam emtiasının yüklenmesi ayrı bir bilgi ve tecrübe gerektirdiğinden müvekkilinin yüklemeye karışmadığını, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından gerçekleştirildiği, taşıyıcı olan davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair daha öncesinde verilen kararın davacı vekilinin temyizi üzerine “6762 sayılı TTK’nın 781. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının nezaret görevini tam olarak yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden, davalı taşıyıcının müterafik kusurunun bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilemez. Bu durumda, davalı taşıyıcının kusur oranı ile hasar bedeli konusunda alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden” bahisle bozulduğu, mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca alınan ve hükme esas kabul edilen bilirkişi raporunda davalıya % 40 oranında kusur izafe edildiği, davacı tarafından yapılan 5.377,00 TL hasar ödemesinin yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 2.150,80 TL’nin ödeme tarihi olan 5.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; karar tarihi olan 24.3.2015 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda; davacı tarafından 5.377,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak 2.150,80 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilerek reddedilen kısım yönünden davalı yararına 387,14 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ancak; tarifenin 13/1. maddesi uyarınca davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altında kalamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verimesi doğru görülmemiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün vekalet ücretine ilişkin bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 7. paragrafında yer alan “387,14 TL nispi” ibarelerinin hükümden çıkartılarak yerine “750,00 TL maktu” ibaresinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.