YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7823
KARAR NO : 2016/2496
KARAR TARİHİ : 07.03.2016
MAHKEMESİ : …. .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2015
NUMARASI : 2012/285-2015/22
Taraflar arasında görülen davada …. .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/02/2015 tarih ve 2012/285-2015/22 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, ünlü bir çini ustası olan babası …. ….’ın ölümünden sonra belgeselinin çekimi için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile davalının mali destek sözleşmesi imzaladığını, davalının babası ve eserleri hakkında gerekli araştırmayı yapmadan, yalan yanlış bilgilerle ve sözleşmenin 7. maddesine aykırı olarak belgesel filmi çektiğini, üçüncü kişilere ait eserlerin babasının eseri gibi gösterildiğini, çocukluk resimlerinin gerçeği yansıtmadığını, belgeselin ses ve görüntü kalitesinin yetersiz olduğunu, teknik şartlara uyulmadığını, babasının arşivinden yeterince yararlanılmadığını ileri sürerek “…. Usta” isimli filmin çoğaltılmasının, dağıtımının ve yayımının durdurularak tecavüzün men’ini talep ve dava etmiştir. Davacı, 02.11.2012 tarihli dilekçesi ile filmin davalı tarafından gösteri merkezlerinde kamuya sunulduğunu, davalının 40.000 TL ödül aldığını, bu eylemin …. ….’ın ailesinin şeref ve haysiyetini aşağıladığını ileri sürerek FSEK’nin 70. maddesine göre 40.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, tarafı olunmayan sözleşmeye atıf yapılamayacağını, belgesel CD’sindeki tüm bilgi, belge ve resimlerin davacının arşivinden yararlanılarak oluşturulduğunu, itiraz üzerine iyiniyetle bir çalışmanın daha yapıldığını, sözleşmenin akidi Bakanlığın belgesel CD’sini kabul ederek bu hususta bir uyuşmazlık çıkarmadığını, eser üzerinde davacının bir hakkının bulunmadığını, usulüne uygun bir ıslahın yapılmadığını, davacının, belgeselin gösterileceği sırada müvekkilinin öğretim görevlisi olarak çalıştığı üniversiteye ihtar göndererek müvekkilini zor durumda bıraktığını, gerçeğe ve etiğe aykırı yaklaşımları sonucunda müvekkili hakkında anılan belgesele dayalı olarak hukuka aykırı yayınların ortaya çıktığını, davacının gazeteye verdiği demeçlerin müvekkilini derin bir üzüntüye düşürdüğünü ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davada 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili, karşı davanın süresinde olmadığını, esas yönden de reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verildiği, dava dışı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile davalı- karşı davacı arasında imzalanan destek sözleşmesi ile “…. Usta Belgeseli” adlı belgesel film projesinin ifasına başlandığı, belgeselin teknik yetersizlik ve hatalar içerdiği, ancak kişilik hakkını ihlal eden yönünün bulunmadığı, belgeselin …. Usta’yı toplum nezdinde küçük düşürecek, şeref ve haysiyetini zedeleyecek, toplumda başkalaştırılacak niyetle hazırlanmamakla birlikte ses, görüntü vb. teknik özelliklerinin ulusal ve uluslararası yayın kalitesinde hazırlanmadığı, …. Ustayı ve yaptığı işi yansıtacak düzeyde olmadığı, murisi toplum nezdinde küçük düşürecek şekilde değil tanıtacak şekilde hazırlanmaya çalışıldığı, karşı davada; davacı- karşı davalının Anayasa ve kanunlarda düzenlenen şikayet hakkını kullandığı, eylemlerin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, muris …. ….’a ait eserlerin de yer aldığı, murisin sanat yaşamına ilişkin meydana getirilen belgesel niteliğindeki sinema eseri nedeniyle bu belgeselde yer alan görsellerin bir kısmının murise ait olmadığı, davacı ve 3. kişilerin eserlerinin murisin eseri gibi gösterildiği, belgesel filmin ses ve görüntü kalitesinin yetersiz olduğu, teknik şartlara uymadığı, filmin yapımında yeterli araştırmanın yapılmadığı, bu hususların murisin kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasına dayalı olup, ileri sürülen bu hususların 5846 sayılı FSEK’in 19’uncu maddesi delaletiyle aynı Kanunun 6/3, 16/3, 69 ve 70/1’inci maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden uyuşmazlığın çözümünde FSEK’nin 76’ncı maddesi uyarınca Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınıp davaya Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla bakılması gerekirken 17.09.2014 tarihli celsede asıl ve karşı davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılmasına dair ara karar tesis edilerek davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulmasını gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı- karşı davalı vekilinin sair, davalı- karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin sair, davalı- karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 07/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.