YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7424
KARAR NO : 2016/3446
KARAR TARİHİ : 29.03.2016
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/03/2015 tarih ve 2013/21-2015/41 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.03.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ….ile davalı vekili Av. …. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tanınmış bir şarkı sözü ve müzik yazarı olan müvekkilinin, sahibi bulunduğu eserler üzerindeki mali haklarını….. aracılığıyla kullandığını, buna karşılık müvekkiline ait…… adlı müzik eserlerinin davalı Şirket tarafından hak sahipliği iddiasıyla üçüncü kişilere kullandırıldığını, davalı Şirketin üçüncü kişilerle sözleşmeler yaptığını ve meslek birliği nezdinde bu eserleri temsil ettiğini, oysa bu şarkıların mali haklarının bizzat müvekkili tarafından yetkilendirilen…. tarafından takip edilebileceğini, eserlerin mali haklarının..’e ait olmadığını, …’ın…. ile olan sözleşmesindeki imzanın sahte olduğunu ileri sürerek ….,… ve …. adlı müzik eserleri ile ilgili olarak davalının 3. şahıslarla sözleşme yapmak ve… nezdinde doğan alacakları tahsil etmek, hak sahibi olduğunu beyan etmek suretiyle müvekkilinin mali ve manevi haklarına vaki tecavüzlerin ref’ini, bu şarkıların davalı tarafça kullanılmamasının ve 3.şahıslara kullanım izni verilmemesinin durdurulmasını, muhtemel tecavüzlerin men’ ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekil…….ve… adlı şarkılar ile ilgili olarak müvekkili ile … arasındaki edisyon sözleşmesi uyarınca mali hakların müvekkili tarafından kullanıldığını, davacı tarafından…. ile bir sözleşme yapmadığı iddiasının….’e yöneltilmesi gerektiğini, ….’da bulunan ….’in …’ı tanımadan ve tüm eserleri için değil de sadece 3 eseri için sözleşme yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, gerek 07/11/2014 havale tarihli ilk rapor, gerekse 24/12/2014 havale tarihli ikinci raporda belirtildiği üzere fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılması sağlıklı olmayıp, hatalı sonuçların ortaya
çıkabilmesinin mümkün bulunduğu, ne var ki davacının imza inkarında bulunduğu sözleşme asıllarının temin edilemediği, bu durumunda imza incelemesi yoluyla davacının iddiasını ispat ettiğinin söylenemeyeceği, ayrıca dava dışı… şirketinin davacı ile herhangi bir temsil ilişkisi olmadan, başka bir ülkede ve hiç tanımadığı bir kimse ile sözleşme yapılmış gibi hareket etmesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, öte yandan imza inkarına konu evrak 1995 tarihli olup, aradan geçen 18 yıllık süre içerisinde davacının herhangi bir dava açmayıp sessiz kaldıktan ve 19/02/2013 tarihli … Meslek Birliği cevabi yazısı ekindeki ödeme, dağıtım belgeleri karşısında dava konusu sözleşme ilişkisinden haberdar olduktan sonra 2013 yılında iş bu davayı açarak imza inkarında bulunmasının da MK 2. maddesi anlamında iyiniyet kurallarına uygun bulunmadığı, imza inkarının, sözleşmenin diğer tarafına karşı ileri sürülmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, söz ve müzik yazarı olan davacıya ait dava konusu müzik eserlerinin davalı tarafından, davacıdan herhangi bir izin alınmadan, hak sahipliği iddiasıyla üçüncü kişilere kullandırıldığı iddiasına dayalı davalının tecavüzünün tespit ve meni istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu dava konusu “….”, “…” ve “…” isimli müzik eserlerinin mali hak kullanım yetkisinin davalıya ait olmadığını ileri sürmüş, davalı ise mali hakların “…” isimli şirket ile yapılan edisyon sözleşmesi uyarınca kullanıldığını savunmuş, mahkemece de yukarıda anılan gerekçe ile, ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Oysa, davalı taraf davacının hak sahibi olduğu müzik eserlerini dava dışı yabancı şirket ile yaptığı edisyon sözleşmesi uyarınca yasal olarak kullandığını savunduğuna göre, davalının bu savunması doğrultusunda dava dışı şirket ile yaptığı sözleşmeye dayanak dava dışı “…” firması ile davacı arasında yapılan sözleşmenin de geçerli bulunduğunu, yani o sözleşmenin sıhhatli bulunduğunu ispat ile mükelleftir. Bu nedenle mahkemece bu husustaki ispat yükü davacıya yüklenerek sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığının ispat edilemediği sonucuna ulaşılması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece, dava konusu müzik eserlerinin yabancı …t firması tarafından davacıdan devir alındığına dair sözleşmenin aslının davalı tarafından dosyaya sunulması için davalıya süre verilmesi ve bu sözleşme üzerinde imza incelemesinin yaptırılması, bu inceleme sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması, aksi durumda, yani davalı tarafça sözleşmenin aslının sunulmaması halinde de davalının kullanımının yasal olmadığı kabul edilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.