Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6470 E. 2016/74 K. 11.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6470
KARAR NO : 2016/74
KARAR TARİHİ : 11.01.2016

MAHKEMESİ : A
TARİHİ : 05/02/2015
NUMARASI : 2014/383-2015/59
DAVACI : Ç.. A..
VEKİLİ : Av. S.. A..
DAVALI : T.. A..
VEKİLİ : Av. H.. T..

Taraflar arasında görülen davada .. 1. A verilen 05.02.2015 tarih ve 2014/383-2015/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, %100 hissesi davalıya ait 20 ayrı dağıtım şirketinden biri olan müvekkilinin bilahare hisselerinin devri suretiyle özelleştirildiğini, davalının inceleme ve soruşturma raporuna dayanarak müvekkilinden 6.334.370,58 TL’nin ödenmesini istediğini, dava hakları saklı tutularak 4.564.166,67 TL tutarındaki ana paranın 25.03.2014 tarihinde davalı hesaplarına gönderildiğini, ancak şirketin aktifinde yer alan bir malın zaten şirketin değerini yükselttiğini, aktifte yer alan malların özelleştirilecek şirketle birlikte alıcıya verilmesinin özelleştirmeyi yapan idareye haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek 4.564.166,67 TL’nin 25.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihale şartnameleri ve sözleşme taslaklarında EÜAŞ ve bağlı şirketleri ile T ve Ta olan borçların T’a aktarılacağının belirtildiğini, bu bakımdan devre esas bilanço tarihinde ve söz konusu bilançoya göre davacı banka hesaplarında mevcudiyeti anlaşılan 7.511.000 TL’nin aynı tarihlerde enerji KİT’lerine olan borcun ödenmesinde, böylelikle devredilecek borç miktarının azaltılmasında kullanılması imkânı varken bu yola gidilmeyerek söz konusu tutarların repo yapılmasının yükümlülüğün gereğine aykırı bir işlem mahiyeti taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın sözleşme öncesi döneme ilişkin olduğu, işlemin idari işlem niteliğinde bulunduğu, çözümünün İdare Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihtirazi kayıtla davalıya yapılan ödemenin sebepsiz olduğu ileri sürülerek istirdatı istemine ilişkin olup mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde idare mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, her iki taraf da anonim şirket olup, özel hukuk kurallarına göre faaliyet gösterdikleri gibi davalı şirket hisselerinin satışına ilişkin ihale ve sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 18’inci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı yasanın l2/11’inci maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesi uyarınca da ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. Davalı, dava konusu tutarın tahsilini, davacının devre esas mizan kayıtlarına göre Ta, E ve portföy şirketlerine olan ve T’a devri yapılacak enerji borçları bulunduğu halde hesabında bulunan parayı bu borçların ödenmesi yerine repo yapılmasına, davacının bu tutar kadar sebepsiz zenginleşmesine bağlamış olup taraflar arasındaki ihtilaf davalı Şirket hisselerinin satışına ilişkin ihale şartnamesi ve sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu durumda tacir olan taraflar arasındaki davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözönünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.