Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6397 E. 2015/13316 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6397
KARAR NO : 2015/13316
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ : ……FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2013/104-2014/18

Taraflar arasında görülen davada ……Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/02/2014 gün ve 2013/104-2014/18 sayılı kararı bozan Daire’nin 17/12/2014 gün ve 2014/9220-2014/19995 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin dava dışı G.. T..’in eski eşi olup, eski eşinin 1981 yılından bu yana sahibi olduğu ve tanınmış hale getirdiği “G…” markasını yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri kapsamında “G… Restaurant” adı altında restoran işletmeciliği yapmak suretiyle uzun süre kullandığını ve 1991 yılında 130301 no ile daha sonra da 2008/18553 no ile 43. sınıfta aynı markayı yenilemek suretiyle tescil ettirdiğini, müvekkilinin eski eşinin davalı Şirket’le 12.05.2008 tarihli “G… İsminin Kullanım Hakkının Devri Mukavelesi” akdettiğini ve bu sözleşme uyarınca davalı Şirket’in “G…” markasını 30.12.2010 tarihine kadar kullandığını, sözleşmede 31.12.2010 tarihinden sonra marka kullanımı hususunda G.. T..’in izninin alınması gerektiğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin eski eşinin “G…. Restaurant” markasını müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu nafaka borcuna karşılık olmak üzere 26.08.2010 tarihli marka devir sözleşmesi ile 01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere devrettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesine ve keşide edilen ihtarnamelere rağmen davalıların “G…” markası ile “K…” şeklindeki logoyu aynen kullanmaya devam ettiğini, ayrıca 2010/21391 no’lu “G….” markasını da tescil ettirdiklerini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli 2010/21391 no’lu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu “G…” markasının yenileme süresini kaçırılması nedeniyle başka bir şirketin “G….Restaurant” ibaresiyle yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde tescillemesinin ardından, müvekkilinin aynı markayı yine 43. sınıfta yer alan geçici konaklama hizmetleri için 2008/18553 no ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin davalıya ait şirketle 12.05.008 tarihinde akdettiği sözleşme ile davalının “G….” markasını 30.12.2010 tarihine kadar kullandığını, müvekkilinin bu tarihten sonra markayı kullanmasına muvafakati olmadığını ihtar etmesine rağmen, davalının şirketi aracılığıyla “G….” markası ile kadeh şeklindeki logosunu kullanmaya devam ettiğini, aynı zamanda tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2008/38207, 2009/68569, 2010/21391 no’lu markaların hükümsüzlüğüne ve davalının müvekkilinin markasına ve vermiş olduğu inhisari lisans haklarına vaki tecavüzünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalar, 556 sayılı KHK’ya dayalı marka hakkına vaki tecavüzün tespit ve önlenmesi ile markanın hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair tesis edilen hüküm Dairemizce, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin asıl davada markanın maliki olmayan şirkete husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bozulmuşsa da, karar düzeltme aşamasında asıl ve birleşen davada davalılar vekilince 29.06.2005 tarihli dilekçe ekinde sunulan 26.06.2015 tarihli noterde düzenlenmiş sulh ve marka devir sözleşmesine göre, asıl davada davacı A.. E.. tarafından asıl ve birleşen davalarda davacı G.. T..’in kendisine devrettiği markalar, asıl ve birleşen davalarda davalı B.. Y..’a devredilmiş, taraflar arasında işbu davanın da yer aldığı bazı davaların sulh ile sonuçlandırılması, ancak ileri tarihli ödemelerin yapılmaması halinde sözleşmenin kendiliğinden münfesih olacağı kararlaştırılmış, anılan sözleşme taraflarca imzalanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 315/1. maddesi uyarınca sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Aynı Yasa’nın 313/4. maddesi uyarınca sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.
Bu durum karşısında, davalılar vekilince dosyaya sunulan sulh sözleşmesinin mahkemece incelenip değerlendirilebilmesi için taraf vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 17.12.2014 gün ve 2014/9220 E. – 2015/19995 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının değişik bu gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 17.12.2014 gün ve 2014/9220 E.-2015/19995 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının değişik bu gerekçeyle BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalı Y….. Turizm İşletmecilik Gıda Tic. Ltd. Şti.’ye iadesine, ödedikleri temyiz peşin temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, ödediği karar düzeltme harcın ve temyiz ilam harcın isteği halinde temyiz eden davalı B.. Y..’a iadesine, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.