Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6359 E. 2015/8051 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6359
KARAR NO : 2015/8051
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2013/74-2013/160

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/04/2013 tarih ve 2013/74-2013/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirket ortağı olduklarını, şirketin ihtiyacı olduğundan bahisle şirket müdürü tarafından kendilerinden 08.08.2007 ile 31.07.2008 tarihleri arasında 1.855.000.00 TL borç para alındığını, borç olarak verdikleri bedelden sermaye payları toplamı olan 292.500.00 TL tutarı düşerek kalan 1.562.500.00 TL alacakları için icra takibine geçildiğini ancak, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini, itirazında haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacılara borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar bozma ilamında, davacı tarafın rapora itirazı ve itirazında belirttiği e-mailler değerlendirilmeden karar verildiği belirtilmiş ise de, davacı tarafça ibraz edilen dilekçede rapor değerlendirilmekle birlikte ek rapor veya yeniden rapor alınması yönünde talep olmayıp, rapor ve dosya kapsamı hususunda bir değerlendirme yapıldığı, anılan hususların değerlendirilmesinin karar aşamasında dikkate alınması gerektiği, aksi düşünülse dahi son delil olarak yemin deliline başvurulmasının eylemli olarak bu husustaki talebin reddedildiği anlamını taşıdığı, yazılı beyandan sonra yapılan celsede de davacı tarafça maillerin sunulduğu ve takdirin mahkemeye bırakıldığının beyan edildiği, bunun karar aşamasında değerlendirileceğini kendilerinin de kabul ettiği, bu açıdan rapora itiraz edilmesi ve itirazın değerlendirilmesi yönünde bir iradelerinin söz konusu olmadığı, davacı tarafça sunulan e-mail çıktısında 625.000 TL’nin şirkete verildiği hususunda şirket yetkilisinin kabulü anlamında bir beyan bulunmadığından dikkate alınmadığı ve gerekçede bu belgeye yer verilmediği, belgenin bahsedilen içeriği ve niteliği dikkate alındığında yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilmediği ve bu nedenle tanık dinletme talebinin dahi reddedilerek gerekçede paranın ödenip ödenmediğine esas teşkil edecek bir belge olarak hiç bahis konusu yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının itirazının davacı Cem yönünden 467.500 TL, davacı Tuğba yönünden 467.500 TL olmak üzere toplam 935.000 TL üzerinden iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren % 27’ni aşmamak kaydıyla değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davalının kabul edilen miktarlar üzerinden her bir davacı için 175.000 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, şirket ortağı olan davacıların, davalı şirkete yaptıkları ödemenin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacılar tarafından uyuşmazlık konusu olan 625.000 TL yönünden şirkete banka dışında ödenen tutarlar için yapılan ödemelerin kabul edildiğine dair e-mailler olduğu ileri sürülerek anılan e-mailler ibraz edilmiş, yapılan incelemesinde davalı şirket yetkilisi ve müdürü olan H. E. tarafından davacı C.. E..’e 05.06.2008 tarihinde gönderilen e-mailde bugüne kadar davalı şirkete davacının yapmış olduğu ödemelerin bildirilmesinin istenildiği, davacı tarafından cevaben gönderilen e-mailde diğer ödemeler dışında 15.01.2008 tarihinde 125.000 TL, 15.02.2008 tarihinde 100.000 TL, 14.03.2008 tarihinde 100.000 TL, 08.04.2008 tarihinde 150.000 TL, 28.4.2008 tarihinde 150.000 TL olmak üzere toplam 625.000 TL elden ödeme yapıldığının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça elden yapılan bu ödemelerin davalı şirketin yetkili temsilcisi H. E.’in sahibi olduğu E. Dış Tic. ve Tekstil San. Ltd. Şti’nin sigortalı çalışanları dava dışı D.Y. ve M. A.’e para makbuzları karşılığında yapıldığı belirtilerek makbuzlar ve anılan şahıslara ait sigortalı kayıtlarının ibraz edilmiş olması karşısında, mahkemece elden ödenen 625.000 TL yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca, mahkemece davalının likit olan alacakla ilgili olarak itirazda bulunması haksız kabul edilerek 935.000 TL üzerinden hesaplanacak % 40 ve bu doğrultuda her bir davacı için 175.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, hükmedilen 935.000 TL’nin % 40’ı 374.000 TL olup, her bir davacı için icra inkar tazminatının 184.000 TL olması gerektiği halde, mahkemece % 40 icra inkar tazminatına hükmedildiği belirtilmesine rağmen, her bir davacı için 175.000 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.