YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6266
KARAR NO : 2016/81
KARAR TARİHİ : 11.01.2016
MAHKEMESİ : A
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI : 2014/24-2014/298
Taraflar arasında görülen davada … Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2014/24-2014/298 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı Y.. K..’nın 2011/60140 sayılı “” ibareli başvurusuna müvekkilinin tanınmış “” ibareli markalarına dayanarak yaptığı itirazın TPE YİDK’nca nihai olarak reddedildiğini, ancak tescil halinde işaretlerin benzerliğinin iltibasa sebep olacağını ileri sürerek TPE YİDK’nun 2013-M-6064 sayılı kararının iptalini, 2011/60140 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, işaretler arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Y.. K.. vekili, tüketicilerin markaları karıştırmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, “Z.” ve “A. G..” işaretlerinin 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzer olduğu, davalının 2011/60140 başvuru nolu “A. G.” markasına konu olan 14, 25 ve 35. sınıflarında yer alan mal/hizmetler ile davacının “Z.” markasına konu olan mal/hizmetlerin aynı/benzer olup, aralarında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, TPE YİDK’nın 2013-M-6064 sayılı kararının iptaline, 2011/60140 sayılı “AZARA GOLD” ibareli markanın 14, 25, 35 sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
Dava; TPE YİDK kararının iptali ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi hükmü uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, marka sahibinin tescile itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında da belirtildiği üzere, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca markaların iltibas oluşturup oluşturmadıklarının belirlenmesinde, markaların kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığının tespiti gereklidir. Bunun için de markalarda ayırt edici ve baskın unsurlar dikkate alınmak suretiyle markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı “Z..” esas unsurlu markalarına dayanmış olup davalı Y.. K..’nın tescil başvurusuna konu marka “A. G..” ibaresinden müteşekkildir. Buna göre, işaretler arasında yazılış ve telaffuz yönünden farklılıklar olduğu gibi anlamsal açıdan da bir benzerlik bulunmadığı, ayrıca işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimin de iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik taşımadığının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı TPE’ye iadesine, 11/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.