Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6244 E. 2015/12509 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6244
KARAR NO : 2015/12509
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2012/99-2014/65
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.03.2014 gün ve 2012/99-2014/65 sayılı kararı bozan Daire’nin 16.01.2015 gün ve 2014/14107-2015/472 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 3, 29, 30, 32 sınıftaki ürünler için tescilli EVİN esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalının 29. sınıftaki ürünler için 2010/3362 nolu NEVİN ibareli marka başvurusuna benzerlik, tanınmışlık ve iltibas tehlikesine dayanarak yaptıkları itirazın nihai olarak TPE YİDK tarafından reddildiğini ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizin 16.01.2015 gün 2014/14107 Esas, 2015/472 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez davalılar vekilleri ayrı ayrı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenlerden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 25.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1- Dava, 556 S. KHK’nın 8/1 (b), 42/1(b) maddeleri uyarınca, TPE YİDK kararı ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2- Davacı vekili, daha önceden kendisi adına tescilli E.. ibareli markasına istinaden, davalının “N..” ibareli marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair TPE YİDK kararının iptalini ve davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğünü talep etmektedir.
3- Yerel mahkemece, bilirkişi heyetinden alınan raporun aksine, markalar arasında KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karar Dairemizin 2014/14107-2015/472 sayılı kararıyla bozulmuştur.
4- Dairemiz çoğunluğu, önceki Dairemiz bozma ilamında yer alan “E..” ve “N..” markaları arasındaki tek farkın “N” harfinden ibaret olduğu ve ayırt ediciliği sağlamaya yetmeyeceği, kullanılan yazı karakterleri ve renklerin de benzer olduğu, bu nedenle markalar arasında KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırılma meydana geleceği kanaatindedir. Dairemiz çoğunluğunun bu görüşüne katılmıyorum.
5- 556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında markalar arasında karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için, markanın tescil edilmek istendiği mal veya hizmetlerin yönelik olduğu hedef tüketici kitlesi nezdinde, her iki markalı mal veya hizmetin sağlayıcısı firmaların işletmesel aynı kökene sahip veya aralarında işletmesel bir bağ/bağlantı (idari/ekonomik) bulunan farklı işletmelere ait olduğu düşüncesinin uyanması gerekir. Ancak söz konusu değerlendirme yapılırken hedef tüketici kitlesinin niteliği (çocuklar / kadınlar / erkekler / hastalar / yaşlılar / meslek erbabı / sıradan tüketici vs.) dikkate alınmalı ve markalar bütüncül bir şekilde, yani bölmelere, hecelere ve harflere ayrılmadan değerlendirme yapılmalıdır. Bütüncül değerlendirme yapılırken, her bir markanın tüketicinin zihninde bırakacağı intiba çok önemlidir. Bu anlamda her şeyden önce markaların anlamları ön plana çıkacaktır. Tüketicilerin her iki markayı da yan yana koyarak markaları karşılaştıracakları düşünülmemeli, önceki markanın zihinlerinde bıraktığı iz ve intibanın etkisi ile, sonradan itiraz gerekçesi markayı gördüklerinde, ilk bakıştaki intibaları itibariyle markalar arasında işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri halinde karıştırılma ihtimalinin varlığından söz edilmelidir.
6- Somut olayda, davacı tarafa ait önceki tarihli “E…” markası 29.sınıfta yer alan gıda malları yönünden tescillidir. Davalı taraf da “N…” ibaresini 29.sınıftaki gıda malları yönünden tescil ettirmek istemektedir. Tescil kuruluşu olan TPE kendi incelemelerinde bu iki markanın karıştırılmaya yol açamadan birlikte var olabileceklerini kabul etmektedir. Gerçekten de davacı markası “E…” ibaresinden oluşmakta olup, gıda maddeleri üzerinde bu işareti gören tüketicinin zihninde “evde yapılan”, “ev yapımı” gibi anlamlar uyandıracaktır. Oysa, davalı markası olan “N…” ibaresini aynı tür gıda ürünlerinde gören tüketicilerin zihninde, bu ibare bir “bayan ismi” olarak algılanacak, hiçbir şekilde davacı markalarıyla ilişkilendirilmeyecektir. Diğer bir anlatımla, daha önce E… ibaresini bir gıda ürünü üzerinde gören ortalama tüketici, bir başka zamanda aynı gıda ürünlerinde N… ibaresini gördüğünde, her iki ürünün de aynı/bağlantılı işletmede/lerde üretildiğini düşünmesi gerekir. Salt iki ibarenin birbirine benzediğini düşünmek, hatta önceki E…markasını hatırlamak karıştırılma ihtimalinin varlığı için yetersizdir. Bunun yanında tüketicilerin mutlaka ikisi arasında bağlantı bulunduğunu da düşünmeleri gerekir.
7- Alfabedeki harf sayısı sınırlı olup, bazı harflerin kullanım tekeli kimseye bırakılamaz. Salt iki marka arasında sadece “N” harfi, yani tek bir harf kadar fark olması Daire çoğunluğu tarafından yeterli görülmemiş ise de, esasen tek bir harf farkıyla sözcükler bambaşka bir anlama dönüşebilmektedir. Bu meyanda, aralarında tek harf farkı bulunan AKS/FAKS/RAKS, ASA/MASA/TASA vs. birçok sözcük tek bir harf farkıyla bambaşka bir anlama dönüşmekte olup, tüketicilerce aralarında bağlantı kurulması imkansız hale gelmektedir.
8- Markalar arasında, yazı karakteri benzerliği bulunması da karıştırılma ihtimalinin bir unsuru sayılmış ise de, yazı karakterleri kullanım tekeli kimseye ait olmayıp, davacı markalarının kendine özgü bir yazı karakterinin bulunduğu da söylenemez. Buna karşın davalı markasının baş harfi olan “N” harfi markanın bütünü içerisinde özgün bir şekle sahip olup, davacı markasında da böyle bir yazı karakteri bulunmamaktadır.
9- Davacı markaları düz yazı markaları olup, davalı markası içerisinde ayrıca yazı unsuru bulunan elips şeklinde şekil unsuru da barındırmaktadır. Bu anlamda da markalar arasında farklılık bulunmaktadır.
10- Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki nihai görüşe uyulmamış ise de, markalar arasında karıştırılma bulunup bulunmadığını belirleme görev, yetki ve hakkı mahkemeye aittir. Bir ihtisas mahkemesi bu tarz bir incelemeyi yapmaya ehil ve yetkilidir. Dairemizin de bu yönde daha önce verdiği sayısız kararı bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla mahkemeler, HMK 282 maddesi kapsamında hukuki bir konuda bilirkişi heyetinin nihai görüşüyle bağlı değildir.
Anılan nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin önceki bozma ilamının kaldırılması gerektiğini düşündüğümden çoğunluk görüşüne katılmıyorum.