YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6176
KARAR NO : 2015/13927
KARAR TARİHİ : 30.12.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2014/170-2014/233
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2014 tarih ve 2014/170-2014/233 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2009/15392, 2006/23016, 2007/37035, 2011/91303 sayılı “Üreten Türkiye Buluşmaları”, “, “”, “” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile benzer “Şekerbank üretenin gerçek bankası” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere TPE’ne başvuruda bulunduğunu, müvekkili tarafından başvuruya yapılan itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini oysa, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin tanınmışlığından haksız şekilde yararlanma gayesiyle hareket ettiğini ve itibarının zedelenmesine yol açılabileceğini ileri sürerek, 2014-M-4041 sayılı YİDK kararının iptaline, tescil edilmiş ise sicilden terkinine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.. E.. vekili, müvekkilince verilen kararın hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı banka vekili, başvuru ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacı markalarının bir bütün olarak slogan ifade ettiğini, orta düzeydeki alıcıların markalar arasında bağlantı kurmasının mümkün olmadığını ve markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını davacının haksız yarar sağlanacağı ve markalarının itibarına zarar verileceği savlarının dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet davacı markalarının tescil kapsamında yer alan hizmetlerinin birebir aynı olduğu, ancak her iki yanın benzer şekilde çok sayıda üreten, üretici, üretken, banka müşterileri vurgusunu taşıyan markalarının bulunduğu bu nedenle, markasal algı yaratma gücünü her iki yana ait başvuru ve markalarda slogan üzerinde değil, şemsiye marka olan “Halk Bankası” ve “ üzerinde yoğunlaştığı, dolayısıyla başvurunun davacı markalarından ve slogan niteliğindeki ibareden yeterince uzaklaşarak tercih edildiği, çekişmeli hizmetlerin, yukarıda tanımı yapılan genellikle kredi alma sürecinde sloganlardan çok bankaların ve uyguladıkları sözleşme şartlarının üzerinde duran yüksek seviyede dikkatli, özenli ortalama tüketicileri yönünden başvuru ile itiraza dayanak markaların bağlantı kurulması dahil karıştırma ihtimalinden söz edilemeyeceği, davacı kullanımlarının ulaşılan bu sonucu değiştirmeye yeterli olmadığı gibi “Halkbankası” şemsiye markasının bağımsız bir tanınmışlığının da kabulüne imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.