Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6071 E. 2015/12793 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6071
KARAR NO : 2015/12793
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2014
NUMARASI : 2011/665-2014/385

Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.06.2014 gün ve 2011/665-2014/385 sayılı kararı onayan Daire’nin 05.02.2015 gün ve 2014/16298-2015/1318 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 1916 yılından bu yana ticari faaliyetini sürdürdüğünü, dünyanın bir çok ülkesinde “…” markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili şirket tarafından üretilen … markalı rulmanların Türkiye’nin her yerinde satıldığını, otomotiv sektöründe çok tanınıp tutulduğunu, davalı şirketin de müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, rulman üretip sattığını, bu nedenle davalının müvekkilinin markasından haberdar olduğunu, davalının kötüniyetle müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibas yaratan 07. sınıf emtia yönünden 2008 40111 nolu “……………..” ve “2008 40108 nolu “RHB BEARINGS UNIT” ve 35. sınıf hizmetler yönünden 2005 51004 nolu “………………..” ibareli markaları adına tescil ettirdiğini, davalı markalarının müvekkili markası ile ayırtedilemeyecek derecede benzer olduğunu ve iltibas oluşturduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “…” markasının merkezi Çin’de olan bir şirkete ait olduğu ve müvekkilinin markayı bu şirketin yazılı izni doğrultusunda adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, amblem, logo ve renkler yönünden markalar arasında benzerlik bulunmadığını, “…” markasının Türkiye’de davacı adına tescilli olmayıp müvekkili tarafından ticari faaliyetlerinde kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davalı vekili temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını istemiş ise de, uyuşmazlığın HUMK’nın 438/1. maddesinde belirtilen davalardan olmadığı gibi anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca da duruşma yapılmasına gerek görülmemiş olmasına göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.