Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/6057 E. 2015/13567 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6057
KARAR NO : 2015/13567
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

MAHKEMESİ : …. … … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2011/300-2014/190

Taraflar arasında görülen davada … … … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/07/2014 tarih ve 2011/300-2014/190 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, davalı şirketin her yıl karının bilinçli olarak ortaklara dağıtılmayarak tamamını ihtiyatlara ayırdığını, kurucuların hisse paylarının ihtiyatlara ayrılamayacağını ileri sürerek, 2005 yılı için 24.519 TL kurucu kar payı, 971 TL 1.ci kar payı, 2006 yılı için 30.376 TL kurucu kar payı, 1.183 TL 1.ci kar payı, 2007 yılı için 26.323 TL kurucu kar payı, 1.025 TL 1.ci kar payı olmak üzere toplam 84.799 TL’nin genel kurulda kesinleşme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, anonim ortaklıklarda kar payı dağıtımının genel kurulun yetkisinde olduğunu, genel kurul toplantısında kar payı dağıtılmasına dair karar alınmadıkça karın dağıtılmasının mahkemeden talep edilemeyeceğini, 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait karın dağıtılmayarak ileride yapılacak olan yatırımların finansmanı olarak kullanılmasına karar verildiğini, …. Grubu ile TMSF arasında 01.10.2007 ve 15.05.2009 tarihlerinde imzalanan protokoller gereğince müvekkili şirketin diğer …. Grubu ile birlikte milyonlarca USD borç altına girdiğini; kamuya borçlu olan müvekkili şirketin kar payı dağıtmasının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 2005 ve 2006 yıllarına ait kar payının ana sözleşme 36. maddesine aykırı biçimde iyiniyet ve dürüstlük kaidelerine aykırı olarak olağanüstü yedek akçeye ayırılarak dağıtılmadığı, 2007 yılı kar payı değerlerinin yedek akçeye ayrılmasının BK 19 ve 20 ile uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 2005 yılı için 24.915 TL , 2006 yılı için 30.375 TL kar payı, 2005 yılı için işlemiş faiz 15.925 TL, 2006 yılı için işlemiş faiz 11.214 TL, alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava, davalı şirkette kurucu intifa pay sahibi olan davacının kar payının tahsili talebi ile açmış olduğu alacak davası olup, davalı dava konusu olan 2005, 2006, 2007 yılı karının dağıtılmamasına dair karar alındığını, şirketin devamı ve nihai amacının sağlanması için karın dağıtılmadığını savunmuştur. Her ne kadar davacı kurucu ortak olması nedeniyle kar dağıtılmamasına dair genel kurul kararının iptali yönünde dava açmaksızın bu davayı açabilir ise de, Dairemizin yerleşmiş kararları gereğince (2008/4682 Esas 2010/1316 Karar, 2013/4040 Esas 2014/11049 Karar sayılı kararları) şirketin varlığı, gelişmesi ve dolayısıyla ileride istikrarlı kar dağıtımının sağlanması kurucu intifa senedi sahiplerini de ilgilendirdiğinden karın yedek akçeye ayrılmaması halinde anılan hususlar tehlikeye düşer ise, davalının karın yedek akçe olarak ayrılmasının şirketin devamı ve gelişimi için gerekli olduğunu kanıtlaması halinde kurucu intifa senedi sahipleri de şirketten talepte bulunamayacaktır. O halde, davalı şirketin genel kurullarında alınan kar dağıtılmamasına ilişkin kararın şirketin devamlı gelişimi için uygun ve yararlı olduğu yönünde davalının savunmaları bilirkişilerce yeterince irdelenmediğinden dava konusu olan 2005, 2006, 2007 yılları açısından şirket kayıtları incelenmek suretiyle aralarında uzman bilirkişinin de bulunduğu bir heyetten rapor alınarak evvelemirde karın dağıtılması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
(2) Kabule göre, davacı ayrıca dava dilekçesinde 1. kar payı alacak talebinde de bulunmuş olup, bilirkişilerce de bu yönde hesaplama yapılmış fakat mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de, karar yerinde talebin reddine dair hiçbir hukuki gerekçeye yer verilmemiştir.
Mahkemece davacının talep ettiği bu istek kalemi üzerinde de durularak, davacının kurucu pay sahipliği davasında 1. kar payını ortaklık hakkına dayalı olarak talep edip etmediği, talebi ortaklık hakkına dayalı ise karın dağıtılmaması yönünde alınan genel kurul kararlarının işbu davaya etkisi üzerinde de durulmak suretiyle bir karar oluşturmak gerekirken, gerekçesiz olarak talebin reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Davacı vekili dava dilekçesinde 2005 yılı için 24.519 TL kurucu kar payı talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece talep aşımı yaratacak şekilde 24.915 TL’ye hükmedilmesi de doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
(4) Ayrıca davacı dava dilekçesinde sadece alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren faiz talebinde bulunmuş olup, temerrüt faizinin cinsini belirtmemiştir. Bu durumda davacı talebinin yasal faiz olarak anlaşılması ve buna göre hesaplama yapılması gerekmektedir. Ayrıca her iki rapor arasında faiz başlangıç tarihleri ve hesaplanan faiz miktarı arasında da farklılık olduğu halde bu farklılığın neden kaynaklandığı belirlenip, gerekirse çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarida (1) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle taraflar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.