YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5934
KARAR NO : 2016/2561
KARAR TARİHİ : 08.03.2016
MAHKEMESİ : … .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2015
NUMARASI : 2014/486-2015/53
Taraflar arasında görülen davada … .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/02/2015 tarih ve 2014/486-2015/53 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı …. …. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. …. …. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, …. A.Ş.’nin kurucusu olan müvekkilinin daha sonra çocukları davalılar …. ve ….’ı da yanına alarak onlara da bir miktar hisse devri yaptığını, müvekkilinin …. A.Ş. adında halka açık bir şirketin de 2001-2003 yılları arasında yönetim kurulu üyeliğini yaptığını, bu aşamada şirket ortaklarından birisinin yaptığı usulsüz fatura alım ve kullanımı sebebiyle 2007 yılında şirketin defter ve belgelerinin incelemeye alındığını, bu inceleme sonucu usulsüz fatura kullanımı sebebiyle tarhiyat öncesi uzlaşma yapıldığını, 2001 krizinden sonra …. A.Ş. isimli bu şirketin mali gücü bulunmadığı için Maliyenin şirket yönetim kurulu üyelerinin şahsi mal varlıklarından tahsil etmeye yöneleceğinden müvekkilinin gerek sahibi ve ortağı olduğu aile şirketindeki paylarına ve gerekse gayrimenkullerine haciz gelmemesi için aile meclisinin toplandığını, davalıların ve müvekkilinin ortak kararı gereğince müvekkili üzerindeki tüm gayrimenkullerin davalılara devredildiğini, müvekkilinin yaptığı pay ve taşınmaz devirlerinin inançlı işlem olarak tesis edildiğini, ancak geri istediğinde mal varlığının kendisine iade edilmediğini ileri sürerek öncelikle 20.11.2007 tarihi itibariyle şirkette müvekkile ait pay devri yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise kimlere ne miktarda pay devri yapıldığının tespitine, yapılan pay devirlerinin yasal karar nisabına uygun olup olmadığının tespitine, pay devri yapılmış ise davalılar adına inançlı işlem iradesi ile yapılan devirlerin iptali ile müvekkili adına tespiti ve müvekkilinin bu pay oranında ortak olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili asıl ve birleşen davada davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yapılan hisse devir işlemlerinin yazılı şekilde, yönetim kurulu kararlarına uygun olarak kanun ve esas sözleşmede belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın inançlı işlem yapıldığına ilişkin iddiasını 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve HMK. 200. maddesi gereğince yazılı belge ile ispatlaması gerektiği halde, davacı tarafça bu ispat kuralının gereği yerine getirilmediği, dosyadaki tüm delillere göre muvazaa iddiasının yazılı belge ile ispatlanamadığı, taraflar yakın akraba olsalar dahi davanın niteliği gereği tanık dinlenemeyeceği ve davacı vekilince duruşmada yemin deliline başvurulmayacağı beyan edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı …. …. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı …. …. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.