Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5843 E. 2015/13395 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5843
KARAR NO : 2015/13395
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

MAHKEMESİ : …. . FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2012/111-2013/194

Taraflar arasında görülen davada …. .. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16/09/2013 tarih ve 2012/111-2013/194 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı …..vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının “…..” ibaresini 9, 11, 21, 35 ve 37. sınıf mal ve hizmetler yönünden adına marka olarak tescili için TPE’ye başvurduğunu, müvekkilinin “….” ibareli tanınmış markaları ile benzer olduğu gerekçesiyle başvuruya yaptığı itirazın Markalar Dairesi’nce kısmen reddedildiği, yeniden inceleme talebinin de TPE YİDK’nin 2007-M-4502 sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkiline ait “….” ibareli markalara ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gibi, müvekkilinin tanınmış “….” markasına iltibasa sebebiyet verdiğini, öte yandan “….” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru olduğunu ileri sürerek, TPE YİDK’nin 2007-M-4502 sayılı kararının iptalini, markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilerek sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, markaların benzer olmadığı gibi kapsadıkları emtiaların da farklı olduğunu, davacı markalarının tanınmış olmadığını, tanınmış olsa bile markalar arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin farklı olduğunu, bu nedenle markalar arasında bağlantı kurulması ihtimalinin bulunmadığını, kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; daha öncesinde verilen kararın kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması nedeniyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden bilirkişi raporu alındığı, alınan bilirkişi raporu uyarınca başvuruya konu marka ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, davacı markalarının tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı veya benzer nitelikli mallar yönünden YİDK kararının yerinde olmadığı, her ne kadar davacı markası tanınmış marka ise de davacı markasının tanınmışlığının bankacılık sektörüne ilişkin olduğu, başvuruya konu markada yer alan ve davacı markalarıyla aynı ve benzer türde oldukları kanısına varılmayan sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca tescil engeli ve hükümsüzlük koşullarının bulunduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle TPE YİDK tarafında verilen 2007-M-4502 sayılı kararın başvuru listesinde yer alan 35. sınıf hizmetlerin tamamı ile 9. sınıftaki (03, 04, 05, 06, 11, 13, 14, 40, 41.) alt grup mallar yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2004/23122 sayılı markanın bu sınıflardaki mal ve hizmetler yönünde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı ve davalı …’den ayrı ayrı temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.