Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/581 E. 2015/8415 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/581
KARAR NO : 2015/8415
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2014
NUMARASI : 2013/178-2014/203

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/09/2014 tarih ve 2013/178-2014/203 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin dünyanın bir çok ülkesinde saç bakımı ürünleri alanında tanınan bir şirket olduğunu, N. ibareli tanınmış markasını 1988 yılından itibaren ABD ve Paris Sözleşmesi’ne taraf bir çok ülkede tescil ettirdiğini, markanın Türkiye’de 3. sınıf ürünler bakımından 2004 yılında tescil edildiğini, davalı şirketin ilk tescili 2005 yılında yapılan B. ibareli markalarının müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olup, iltibas doğurduğunu, davalının tescilde kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalıya ait 2005/36598, 2006/10872 ve 2006/10871 sayılı B. ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının markasının Türkiye’de tanınmadığı gibi, her hangi bir şekilde de kullanılmadığını, tüketicinin müvekkilinin markasını benimseyip pazarın liderliğine taşıdığını, davacının sessiz kalmak suretiyle dava hakkını kaybettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye göre; taraflara ait markaların benzer nitelikteki emtialar üzerinde kullanılmak üzere tescil ettirildiği, ürünlerin aynı müşteri kitlesine hitap ettiği, N. ve B. ibarelerinin karşılaştırılmasında bir kısım harflerde farklılık bulunduğu, söyleyiş itibariyle karşılaştırılmaları halinde farklılığın sadece tek harfe indirildiği kulakta ve bilinç altında ayırt edilemez benzerlik oluştuğu, görsel açıdan meydana getirilen farklılığın söyleyişte farklılık meydana getirmediği, malın son alıcısı olan müşterilerin bu hali ile markaları ilk bakışta ve ilk duyuşta birbirinden ayırt edemeyecekleri, iltibasa neden olacağı, her ne kadar davacı tarafından tanınmışlık ve kötü niyet iddiaları ispatlanamamış ise de öncelik hakkını elinde bulundurulan davacının KHK’nın korumasından yararlanabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına TPE nezdinde tescilli 2005/36598 2006/10872 2006/10871 nolu marka tescillerinin tescilli oldukları saç boyaları, şampuanlar, saç bakımı ile ilgili maddeler emtiası yönünden hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, tescilli markasına iltibas yaratan davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, hukukçu ve kozmetik uzmanından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen rapor benimsenmek suretiyle taraf işaretleri arasında benzerlik bulunduğu kabul edilerek davalı markasının ilgili sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlikten söz edilebilmesi için işaretlerin kapsadıkları mal ve hizmetlerin ortalama alıcıları nezdinde iltibas tehlikesine yol açılıp açılmayacağının da tartışılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta hükümsüzlüğe konu markanın “s. b., ş., s. b. ile ilgili maddeler” emtiası yönünden iltibasa yol açıp açmayacağı yada ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesi zorunlu olup, bu değerlendirme yapılırken de söz konusu ürünlerin özel ihtiyaca cevap verdiği ve kişisel bakıma yönelik ürünler niteliğinde olduğu ve bu ürünlerin alıcılarının daha dikkatli ve seçici olduklarının dikkate alınması gerekir. Bu durumda, mahkemece söz konusu ürünlerin yoğun şekilde eczanelerde satışa sunulması ve ilgili olduğu saç ve cilt bakımı alanı da göz önünde tutularak aralarında eczacılık ve dermotoloji alanında uzmanların da bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden iltibas hususunda görüş alınması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.