Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5735 E. 2015/13080 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5735
KARAR NO : 2015/13080
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2014
NUMARASI : 2014/537-2014/646

Taraflar arasında görülen davada ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/12/2014 tarih ve 2014/537-2014/646 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ürün mühendisi olarak müvekkilinde çalışan davalının 19.03.2012 tarihli dilekçesi ile işten ayrılıp rakip bir firmada çalışmaya başladığını, taraflar arasında aktedilen sözleşmede davalının, akdin sonlanmasından sonraki iki yıl içinde benzeri ürün imal eden firmalarda çalışmayacağını, aksi halde 12 ay maaşı tutarında ceza ödemeyi taahhüt ettiği halde anılan düzenlemelere aykırı davrandığını ileri sürerek şimdilik 1.000 TL’nın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin işten ayrılmasından 1 yıl sonra açılan davanın iyiniyetli sayılamayacağı, müvekkilinin işçilik haklarının ödenmediğini, Anayasa ve Yasa hükümleri uyarınca rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olmadığını, müvekkilinin yeni işyerinde farklı bir görev üstlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, rekabet yasağının dengesiz ve taraflardan birini aşırı derecede mağdur edecek boyutta ele alınamayacağı, temel hak ve hürriyetler sınırlanacak biçimde yorumlanamayacağı, bir anayasal hak olan çalışma hürriyetinin işçi aleyhine ciddi biçimde kısıtlanmayacağı, somut olaya ilişkin sözleşmede işçinin iki yıl süre ile ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde rakip firmada çalışmayacağının hükme bağlandığı, yer bakımından hakkaniyete aykırı biçimde geniş kapsamlı tutulduğundan ilgili hükmün hukuken geçerli sayılamayacağı, ayrıca davalının hangi ticari sır ve bilgilere vakıf olduğu ve bunları yeni iş yerinde davacı aleyhine olacak biçimde kullanıp haksız rekabet yaptığının belirsiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, davacı dava dilekçesinde, davalının işveren şirkette ürün mühendisi olarak çalıştığını, başka bir iş bulduğunu belirterek işten ayrılmasının akabinde davacı ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip bir firmada çalışmaya başladığını ileri sürmüş ve taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin Rekabet Yasağı başlığı altında düzenlenen hükümlerine aykırı davrandığını iddia ederek şimdilik 1.000 TL’nin tahsilini istemiştir. Hizmet Sözleşmesinin Rekabet Yasağı başlığını taşıyan maddesinde rekabet yasağına aykırı davranıldığı takdirde çalışanın, işverenin tüm zararını ayrıca karşılamak zorunda olduğu gibi 12 aylık maaşı tutarında cezai şart ödeyeceği düzenlenmiştir. Dava dilekçesinin içeriğinden sadece cezai şartın tahsilinin mi istendiği yoksa bununla birlikte davacının uğradığı zararın da mı talep edildiği anlaşılamamaktadır. Bu durumda öncelikle bu hususun davacıya açıklattırılması, sadece cezai şartın istenmesi halinde sözleşmede düzenlendiği şekliyle cezai şart talep miktarının taraflar arasında açıkça belirli olduğu nazara alınarak dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 109/2. maddesi uyarınca kısmı dava açılamayacağından davanın dinlenme imkânının bulunmadığının gözetilmesi, aksi halde talebin dayandırıldığı sözleşme hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine YER OLMADIĞINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.