YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5728
KARAR NO : 2015/12868
KARAR TARİHİ : 02.12.2015
MAHKEMESİ : ….SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/394-2014/1111
Taraflar arasında görülen davada ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21/10/2014 tarih ve 2014/394-2014/1111 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tasfiye edilen anonim şirketin kanuni temsilcisi olan müvekkilinin şirketin amme borçlarını ödediğini, davalıların aynı şirketin hissedarları olup, borçtan müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, ödenen 24.000,00 TL’den davalıların hissesine tekabül eden 6.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu borç yönünden taahhüt altına giren kişinin davacı değil, Z.. Ş.. olması ve bizzat dekontlarda da davacının isminin geçmemesi nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davanın süresinde açılmadığını ayrıca, müvekkillerinin şirket yöneticisi olmayıp, sadece şirket ortağı olduklarından, şirketin yasal temsilcisi olmayan müvekkillerinin amme alacaklarının ödenmesi hususunda sorumluluklarının bulunmadığını, kaldı ki, borcun doğumunda müvekkillerinin kusuru olmayıp, davacının kendi ihmalinden doğduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ancak şirket yöneticilerine işbu davayı yöneltilebileceği, davalıların şirket yöneticisi olmadığı gerekçesiyle, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin davalılardan K.. Ş..’e yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin, davalılardan Y.. Ş..’e yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dairemizin 06/01/2014 tarih 2013/10208 E. -2014/76 K. sayılı bozma ilamında davalıların münfesih anonim şirketin yöneticisi veya temsilcisi sıfatlarının bulunmadığı açıklanmış ise de, dosyada mevcut ticarel sicil kayıt örneklerinde davalılardan Yavuz Şahin’in şirket yönetim kurulu üyesi olarak kayıtlı görülmektedir.
Her ne kadar, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmak suretiyle verilen kararda da davalı Y.. Ş..’in yönetim kurulu üyeliği sıfatı bulunmadığından bahisle dava reddedilmiş ise de, şayet adı geçen davalının uyuşmazlık konusu kamu borcunun tahakkuk ettiği dönem itibariyle münfesih şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu belirlendiği takdirde, Dairemizin bozma ilamındaki yukarıda açıklanan belirlemenin maddi hataya dayalı olduğu sonucunu doğuracağından, bozmaya uyulması dahi lehine bozma yapılan davalı Y.. Ş.. bakımından usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bu bakımdan, öncelikle davalı Y.. Ş..’in münfesih şirketin mükellefi olduğu kamu borcunun tahakkuk tarihinde söz konusu anonim sirketin yönetim kurulu üyesi olup olmadığı hususunun ticaret sicil kayıtlarından araştırılıp, belirlenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde davalı Y.. Ş.. aleyhine açılan davanın da reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalılardan K.. Ş..’e yönelik tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentle açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, davalılardan Y.. Ş..’e yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.