YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5720
KARAR NO : 2016/2558
KARAR TARİHİ : 08.03.2016
MAHKEMESİ : …. .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2014
NUMARASI : 2014/95-2014/751
Taraflar arasında görülen davada …. .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/12/2014 tarih ve 2014/95-2014/751 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/03/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. …. …. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin finansal kiralama yolu ile aldığı iş makinesinin şantiye alanında çalışırken 10/11/2013 tarihinde hasarlandığını, bu hasara yönelik yetkili servisten parça değişiminin uygun bulunduğu yönünde rapor verildiğini, sigorta şirketine arızanın bildirimi üzerine davalının parça değişimi yapılmadan sadece söz konusu arızaların kaynakla giderilebileceğini, onarım bedeli olarak 13.585 Euro verileceğinin beyan edildiğini, parça değişiminin reddedildiğini, oysa yaptırılan tespitte de parça değişiminin zorunlu bulunduğunun belirlendiğini, dava konusu iş makinesinin arıza yaptığı 10/11/2013 tarihinden bu yana çalışmadığı, dolayısıyla davacı şirket iş kaydı ve zararının mevcut olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000 TL orjinal parça değişim bedelinin ve iş kaybı zararının 10/11/2013 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, yapılan incelemelerde ana ve arm bomlarında çatlama, kırılma suretiyle hasar meydana geldiği ve geçici kaynak yapılarak çalışılmaya devam edildiğinin tespit edildiğini, çatlağın zamanında onarılmaması veya sigortacıya haber verilmeksizin çalışmaya devam edilmesiyle hasarın büyütüldüğünün anlaşıldığını, dolayısıyla hasarın bilerek ve dikkate alınmaksızın büyütülmesinde kusurun davacıya ait olduğunu, 13.585 Euro üzerinde kalan hasar tazminatının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, meydana gelen zararın poliçe kapsamında olduğu ve davacının sorumluluğunun 105.375,56 TL olduğu, bu nedenle ekspertiz rapor tarihi olan 03/12/2013 tarihi itibariyle faiz talep olunabileceği, dava konusu iş makinesinin çalışmaması sebebi ile iş kaybının 20.351,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 125.726,56 TL alacağın 10.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren, 115.726,56 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 07/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, leasing all risk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının sigorta ettiren olduğu poliçe kapsamında, davacının dava dışı firmadan kiraladığı iş makinesinin 10/11/2013 tarihinde çalışma sırasında hasarlandığı ve hasarın poliçe kapsamında kaldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayıp uyuşmazlık, zararın davacının bakım yükümlülüğüne aykırı davranarak çatlak makineyi kullanmaya devam etmesi nedeniyle hasarın artmasına neden olup olmadığı, meydana gelen zararın parça değişimiyle mi yoksa tamir yoluyla mı giderilmesi gerektiği hususlarındadır.
Davadan önce alınan tespit raporunda, iş makinesinin bom kısmında çatlak bulunduğu, bunun daha önce basit bir kaynak ile birleştirildiği, ancak uygun yapılmama nedeniyle çatlağın büyüdüğü belirtilmiş, eksper raporunda da bu husus belirlenerek çatlak varken kullanım yapıldığı belirlenmiş, ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çatlak bulunmasına rağmen kullanıma devam etmesinin hasarın artmasına neden olup olmadığı, bunun bir tamir ile giderilebilecek boyutta iken kullanıma devam edilmesi sonucu parça değişimini gerekli kılıp kılmayacak seviyeye gelip gelmediği tartışılmamış, davalının rapora bu yönden itirazı bulunmasına rağmen ek rapor alma yoluna da gidilmemiştir.
Bu itibarla mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak, davalının 10/11/2013 tarihinde meydana geldiği belirtilen çatlakları görmesine rağmen iş makinesini kullanmaya devam etmesi nedeniyle çatlakların büyüyüp büyümediği, davacının bu eylemi ile hasarın tamir ile giderilip giderilemeyeceği, parça değişimi seviyesine bu kullanımın yol açıp açmadığı hususlarının denetime elverişli ve hüküm kurmaya ve izlemeye imkan verecek bir rapor ile tespiti ile hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Öte yandan davacı tarafça talep edilen iş kaybı tazminatı açısından da davacının iş makinesini çatladığı tarihten sonra bir süre daha kullandığı iddia edildiğine göre, bu sürenin belirlenmesinin ardından tazminat miktarının tayin edilmesi gerekirken bu yönden de eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.