Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5719 E. 2015/12573 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5719
KARAR NO : 2015/12573
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2014
NUMARASI : 2014/508-2014/599

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19/11/2014 tarih ve 2014/508-2014/599 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı Başak Kurumsal Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. arasında 12.12.2003 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesine bağlı olarak “taahhütname ve cari hesap sözleşmesi” imzalandığını, “taahhütname ve cari hesap sözleşmesi”nde davalının “taahhüt eden sıfatı” ile imzası bulunduğunu, “taahhütname ve cari hesap sözleşmesi”nin 11. ve 12. maddelerine göre davalının acente ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olmayı kabul ettiğini, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borç bakiyesinin ödenmemesi üzerine dava dışı şirkete ihtar gönderilip 25.05.2007 tarihinde acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, dava dışı şirket aleyhine başlatılan icra takibinin sonuçsuz kalması üzerine 159.973,89 TL’nin tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile itirazının iptaline, takibin devamına,%40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, acentelik sözleşmesi ve ekindeki taahhütname ve cari hesap sözleşmesinde BK 484. maddesinde aranan kefalet limiti belli olmadığından kefalet sözleşmesi geçerli kabul edilemeyeceği, davalının dava konusu borçtan sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.