Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5622 E. 2015/12465 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5622
KARAR NO : 2015/12465
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2012/252-2014/162

Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2014 gün ve 2012/252 – 2014/162 sayılı kararı bozan Daire’nin 03/12/2014 gün ve 2014/9808 – 2014/18854 sayılı kararı aleyhinde davalı Şirket vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 07.04.2003 tarihi itibarı ile acentalık sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı E.O.’ın bu sözleşmeden kaynaklanan her türlü borca kefil olduğunu, sözleşme uyarınca davalı şirketin davacı şirket adına sigorta poliçesi tanzim etmeye ve prim tahsil etmeye yetkili kılındığını, sözleşmeye göre acentanın l hafta süresince tahsil ettiği primleri komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonra en geç ertesi haftanın son iş gününün bitimine kadar davacıya intikal ettirmek zorunda olduğunu, buna rağmen davalı şirketin tahsil ettiği paraları bugüne kadar davacı şirkete teslim etmeyerek zimmetine geçirdiğini, bu nedenle acentalık sözleşmesinin 12.10.2005 tarihinde feshedildiğini, davacı şirket cari hesap dökümleri ve ticari kayıtlarına göre davalı şirketin yaklaşık 36.000 TL sigorta primini intikal ettirmediğini ileri sürerek şimdilik 35.539,82 TL sigorta primi alacağının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı K. Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şirketi temsilcisi cevabında, acentalık akdinin yasal kurallar içerisinde feshedilmediğini, feshin haksız olduğunu, fesihin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmediğini, davacının iddia ettiği tarihten önce 13.08.2005 tarihinde bilgisayar ekranları kapatılmak sureti ile fiilen acentalık hizmetlerinin durdurulduğunu, bu tarihten sonra poliçe düzenlemelerinin imkansız hale geldiğini, yapılan tüm tahsilat ve primlerin davacıya intikal ettirildiğini, fakat taksitli prim tahsilatlarının yapılamadığını, bunun da davalının bilgisayarlarını kapatmasından kaynaklandığını, davacının cari hesap ekstresi düzenleyip kendisine tebliğ etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı Şirket vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davalı kendisini bir vekille temsil ettirmediği halde Dairemiz bozma ilamında vekil adının yazılması maddi hata niteliğinde olup neticeye etkili olmamasına göre, davalı Şirket vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Şirket vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 24/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.