Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/5606 E. 2015/8171 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5606
KARAR NO : 2015/8171
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2011/132-2013/258

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2011/132-2013/258 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, “T. S. K. B.İ” ibaresinin müvekkillerinin mirasbırakanı Orhan Turhan tarafından 1895 yılında kullanılmaya başlandığını, onun ölümü ile kullanma hakkının müvekkillerine geçtiğini, ancak 2000 04276 nolu “T.S. B.SB”, 2005 49729 nolu “T. S. B. SB” ve 2005 49730 nolu “T.S. K. B. SKB” ibareli markaların usul ve yasaya aykırı olarak tescil ettirildikten sonra davalı B.. G..’a devredildiğini, ibarenin müvekkillerine ait olduğunun markanın kullanıldığı işyerinin kiralanmasına ilişkin müvekkileri ve S.. A.. ile dava dışı H. O.arasındaki kira mukavelelerinde de kabul edildiğini, markayı tescilden önce maruf hale getirenin gerçek hak sahibi olacağını, somut olayda kötüniyetin varlığının sabit olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, kararın ilanını talep ve dava etmiş, dava konusu markaların kesinleşen mahkeme kararı ile S.. A..’ye devri üzerine davaya bu şirkete karşı devam edileceğini bildirmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Davalı B.. G.. vekili, kira sözleşmesine dayanarak hak sahipliği iddiasında bulunulamayacağını, ayrıca davacıların sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradıklarını savunmuş, birleşen Beyoğlu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/63 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, 2000/04276 ve 2005/49730 sayılı markaların hak sahibinin müvekkili olduğunu, “M. S. B.” adı altında ticaret yapan davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini ileri sürerek, tecavüzün önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “T. S. K.Börekçisi” markasının ilk kez hangi tarihte ve kim tarafından kullanıldığı kesin olarak belirlenememekle birlikte 1970 yılından sonra markanın kullanıldığı işyerinin bulunduğu gayrimenkulün davacıların miras bırakanı O.T. tarafından satın alındığı ve vergilerinin ödendiği, daha sonra bu markanın 1970-1984 yılları arasında O. T. ve H. O. isimli kişiler tarafından adi ortaklık yoluyla birlikte kullanıldığı, 1984 yılında ise davalı S.K. Börekçisi Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin kurulduğu, bu şirketin ortakları arasında A.. T.., A. T., F. T., Ö.. T.. , H.O., G. O., M.H. O. ve A. R. O.’un bulundukları, “S. K. B.” ibaresinin 1984 yılında davacıların da iradesiyle kurulan şirkete isim olarak verildiği, 1984 yılından iş bu davanın açıldığı 2009 yılına kadar, dava konusu markaların şirket tarafından kullanılmasına tarafların itirazda bulunmadıkları, davacıların hal ve hareketleri ile bu markalar üzerinde herhangi bir haklarının bulunmadığını kabul ettikleri, İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın kısmen kesinleşmesi üzerine dava konusu markaların S.. A.. adına tescil edildiği, kira sözleşmesindeki markanın T. Ailesine ait olduğuna ilişkin kaydın sözleşmenin taraflarını bağlayacağı, birleşen davanın takip edilmediği gerekçesiyle, asıl dava yönünden davalı B.. G.. hakkındaki dava konusuz kaldığından bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirket hakkındaki davanın reddine, birleşen davanın çılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, asıl dava yönünden davacılar vekili, birleşen dava yönünden davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve birleşen davaya ilişkin karar başlığında davalı olarak E. A. yerine feri müdahillerin isimlerinin yazılması maddi hata niteliğinde olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün olmasına göre, birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl davaya yönelik temyiz istemine gelince; dava, kötüniyete dayalı marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça davalı şirketin faaliyetini sürdürdüğü ve mülkiyeti kendilerine ait işyeriyle ilgili olarak yapılan 01.02.1989 başlangıç tarihli ve sonraki tarihli kira sözleşmelerinin özel şartlar bölümünde uyuşmazlık konusu “S. K. B.” tanıtma işaretinin davacılara ait olduğu ve kira sözleşmesinin feshi halinde bu ibarenin işyerinde kullanım hakkının sona erdirileceği hususu kabul edilmiştir. Bahsi geçen kira sözleşmesindeki açık hüküm mahkemece tartışılarak uyuşmazlık konusu ibarenin davalı şirket tarafından davacıların izni ile kullanılıp kullanılmadığı ve dava konusu ibare üzerindeki üstün hakkın hangi tarafa ait olduğununun tartışılmaması suretiyle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilinin tem temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, temyiz harcı birleşen davada davalı Emin Akyel’den peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davacılara iadesine, 11/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.